Özet (TL;DR) @ 2017-11-20 09:17:59.178994: Bir kütüphaneye ortak ol, evdeki matkabını, tornavidanı mahalledekilerle paylaş, ihtiyacın kadar para kazan, toplantıları ‘iş yürüyüşü’ne dönüştür… Her yıl yayımladıkları raporla dünyanın mutluluk…



Mutluluğun kitabını yazmış, uzerine CEO'luğunu ustlenmiş biri olabilir. Yine de dunyanın en mutlu adamı gibi gorunme kaygısı yok. Zaten pek oyle bir hali de yok. Nazik, sesini yumuşak kullanmasını çozmuş ve sadece yerinde, gerektiği kadar tebessum ediyor, o kadar. Gerisi, bildiğiniz ve sıradan insan hali. Sağlıklı duruyor ama çakı gibi değil. Spora gitmeye uşeniyor, hareket adına yaptığı tek şey, çalıştığı binada merdiven çıkmak. Karşımdaki insan, Danimarka merkezli Mutluluk Araştırma Enstitusunun CEO'luğunu yapan Meik Wiking. Geçen ay çıkan son kitabı 'Mutluluğun Kitabı' onumuzde, son raporlardan çıkarak hazırladığı yeni mutluluk reçetelerini tek tek paylaşıyor:

*Biyolojik olarak 'başımıza kotu şeylerin gelmesine ve geleceğine' programlıyız. İnsan zihni, negatif olanı gormeye, once olumsuz tarafı sezecek şekilde çalışıyor. Kendini korumaya alma içgudusu yuzunden, surekli endişe, kaygı ve tereddut sebebi olandan besleniyor.

*Oysa bu kısır donguyu kırmak bizim elimizde. Mutluluk, pratik gerektiren bir sureç. Sizi mutlu edebilecek anlar aslında başınıza geliyor. Sadece zihin, bunu hatırlamanıza izin vermiyor. Başınıza gelen iyi şeyleri yazmayı, kağıda dokmeyi deneyin. Sizi mutlu eden detayları, anları hatırlamanın en iyi yolu bu. Bu yuzden, mutluluktan çok 'pozitif duşunce'ye odaklanmalı.

*Benzerliklerimiz, farklı ozelliklerimizden daha fazla. Hepimiz, sandığımızdan daha fazla birbirimize benziyoruz. İlk mutluluk kuralı, bu gerçeği hatırlamak olmalı.

*Verimliliği, etkinliği kanıtlanmış bir fikir: Yuruyuş toplantıları. İş toplantılarını yuruyuş halinde yapın.

  • Hayal kırıklığı, acı, başarısızlık ve ayrılık da mutluluğa dahil. Tum bunları kabullenmeden ve yaşamadan mutluluğunun yakınından geçmeniz mumkun değil.

*Paranın bizi ne kadar mutlu ettiği goreceli. İstatistikler şunu gosteriyor: Para, en temel ihtiyaçlarımızı (barınak, gıda, eğitim vb.) karşılayacak kadar var olduğu surece mutluluk endeksli. Fakat kazancınız arttıkça, paranızın mutluluğunuza olan etkisi azalıyor. Sebep basit ve çok anlaşılır: İnsanoğlu maddi varlığını, mutluluğa donuşturmekte zorlanıyor. Daha fazla para kazandıkça aslında daha fazla ihtiyacı olmayan şeyler satın almaya başlıyor. Kopek yatağı gibi...

CEO'sundan mutluluk
tuyoları

Yeni form ul: Daha mutlu mahalleler, daha mutlu insanlar

Peki ama nas ıl?Dijitalleştikçe daha çok insan temasına, bir gruba ait olma hissine ihtiyaç duyuyoruz. 'Komun hayat' fikrinin yukselişi de bu yuzden. Örgutlenmiş, aidiyet hissi yoğun mahallelerde yaşayanlar, diğerlerine çok daha mutlu bir yaşama sahip.

Wiking, uç adımda bunun formulunu sıralıyor:

1-Komun bir bahçe alanı yaratın. İmkanınız varsa ortak sebze-meyve ekin, birlikte biçin. Ekimden toplama surecine kadar herkes tum surecin bir parçası olmalı.

2-Minik bir kutuphane kurun. Kaç kişi olduğunuz ve kaç kitaplık bir kutuphane yarattığınız muhim değil. Paylaşılan kitapların, ortak hafızanın mutlulukla çok yakından bir ilişkisi var.

3-Alet paylaşma programı oluşturun. Matkap, tornavida, çimen makinesi gibi herkesin ara ara ihtiyaç duyabileceği aletlerden oluşan bir liste olmalı bu. Herkes, bir alet satın alıp ortak bir alet takımı oluşturulacak ve ihtiyaç halinde birbirinden odunç alacak. İnsanlar arası 'odunç alma' ve 'geri verme' pratiğinin artması aidiyet hissini artırıyor, bu da mutluluğu çoğaltıyor.

Ü lkene rağmen nasıl mutlu olabilirsin?

  • Değiştirmeyeceklerini kabul ederek başla işe. Dunyada devam eden savaşlar ve hastalıkları ulkendeki kısıtlı kaynaklar ya da politik gerginlikler bunlardan biri.* İki farklı mutluluk tanımı var aslında. Biri kısa vadeli, diğeri uzun vadeli mutluluk. Kısa vadeli mutluluğun dış dunyanla pek ilgisi yok. Dolapta tesadufen bulduğun son derece lezzetli bir pizza ya da minik elleriyle parmağına sarılan 3 yaşındaki çocuğun sana hissettirdiği mutluluğun, yaşadığın ulkenin bulunduğu durumla alakası yok.

  • Kokten değiştiremeyeceğini bilsen de yine de ucundan tutabileceğin, iyileşmesi için katkıda bulunabileceğin durumları sapta. Artık yemeklerin azalması, sokak hayvanlarına barınak bulunması, imkanı olmayan çocuklara kitap temin edilmesi…