Özet (TL;DR) @ 2017-12-17 09:32:59.535942: Efsane serinin önceki filmi ‘Güç Uyanıyor’ klişeleri tekrarlarken yeni film ‘Son Jedi’ tüm klişeleri yerle bir ediyor, hayranların ezberlerini bozuyor. Daha ilk sahneden, “Bugüne kadar izlediklerinizi…



Bir 'Star Wars' filmini herhangi bir sinema filmi gibi yorumlamak imkansız. İlk aşık olduğunuz kadın 'Prenses Leia' olunca, bu normal karşılanabilir sanırım! Sadece ilk aşkım değil, ilk kahramanım da 'Star Wars' evrenindendi. 'Luke'un pilot olma hayaliyle yanıp tutuşması ama ailesinin onu engellemesi bana yakın geliyordu. Zaten çocukluğunu 80'lerde yaşayan birinin bu serinin karakterleriyle ozdeşleşmek için çok fazla sebebi vardı. 'Han Solo', serseri tarafımızı hoşnut ederken 'Darth Vader' içimizdeki 'karanlık taraf'ın bir yansımasıydı sanki.
Diğer çocukluk tutkularımızdan koparken 'uzak galaksi' sevdamızdan ilerleyen yıllarda kopmadık çunku 'Star Wars' filmleri yetişkinliğimizde de birçok duygu ve duşunceye ayna tutmaya devam etti. 'Bolum 4: Yeni Bir Umut'un Vietnam Savaşı alegorisi olduğunu keşfetmemle filmlere yeni boyut eklenmişti. İmparatorluk Amerikan emperyalizmini, asiler ise Viet Kong'u sembolize ediyordu. George Lucas açıkça soyluyordu, 'İmparator Palpatine' bizzat Richard Nixon'dı. Lucas için İmparatorluk aynı zamanda deneysel yonetmenleri hor goren Amerikan sinema sektorunu yansıtıyordu. 'Star Wars' bu açıdan, genç 'Lucas'ın Hollywood'a karşı kaldırdığı bir isyan bayrağıydı. İşte tum bu alegorileri doğuran motivasyonu oğrendikten sonra bu seri benim için sihirli bir masal olmaktan çıkmıştı. Diğer yandan kahramanlarımız arasındaki dostluk, umudu korumak için mucadele azmi de hayatımızın her doneminde ihtiyaç duyduğumuz duygulardı. 'Star Wars' sevgisini bir çocukluk hevesinden çıkaran 'guç', kaynağını işte tam buralardan alıyordu.

Jedi duzeni
değişiyor

Biz b uyuduk ve

de ğişti galaksiGeorge Lucas 1999'da başlattığı 'prequel' (onbolum) filmlerinde politik dozu artırdı. İkinci uçleme, Birleşmiş Milletler'den yukselen sağ eğilimlere, usta-çırak ilişkisindeki ego savaşından demokrasinin suiistimaline kadar birçok yetişkin konuya parmak basıyordu. Fakat George Lucas yeşil perde ve CGI (bilgisayarda yaratılmış goruntu) kullanımından dolayı hayranların hışmına uğradı ve kendi yarattığı evrene kustu. Sonra da Disney, LucasFilm'i satın aldı. Kısacası 'Star Wars' isimli çılgın projesiyle Hollywood'a kafa tutan ve bir efsaneyi yaratarak Hollywood'un ustunde de bir guç olan Lucas maceranın sonunda sektore yenilmişti.'Guç Uyanıyor' hayranları ikiye bolen bir film olarak tarihe geçti. Evet, eski kahramanlarımızla ozlem giderdik, yeni kahramanlarımızı sevdik, 'prequel'lerdeki dijital tarzın tersine analog kuklaların ve maketlerin tercih edilmesi mutlu etti fakat bu guzel hamleler dışında bir yenilik yoktu. J. J. Abrams 'Bolum 4'un kopyasını çıkarmıştı. En buyuk eksiklik de gerçek dunyadan guncel bir fikre sahip olmamasıydı. Sadece başkotunun isminde Kuzey Kore lideri için kullanılan 'supreme leader' (yuce lider) takısı vardı, bir de şekilsel bir Nazi gondermesi. İhanete uğramış gibi hissetmiştim. 'Star Wars' belki de sadece sığ bir masaldan ibaretti. Neyse ki bu karamsarlığım geçen sene izlediğimiz alternatif hikaye 'Rogue One'le yerini umuda bıraktı. Trump'ın Meksika duvarı gibi devlet politikalarına dokunduran tavrıyla ve gorsel dokusuyla aradığımız 'Star Wars' filmine yaklaşmıştık.

' Son Jedi' bir son mu?

Rian Johnson'ın yazıp yonettiği 'Son Jedi' ise daha ilk sahnelerden "Bugune kadar izlediklerinizi unutun" deme cesaretini gosteriyor. Bu cesaret bazen guce golge duşuren hamlelere sebep veriyor. Surprizleri ele vermeden şoyle diyeyim: Bazı hiç işlemeyen riskli senaryo kararları var (Bkz: Leia'nın uzay macerası). Mel Brooks'un 'Star Wars' parodisi 'Spaceballs'tan çıkmış gibi duran yabancılaştırıcı espriler var, ki olacak iş değil (Bkz: Ütu sahnesi!). Aynı zamanda 'Son Jedi', kendisinden sonra gelen filmlere gonderme yapan ilk 'Star Wars' filmi, ki bunu da tasvip etmiyorum (Bkz: Matrix akrobasisi!). Karanlık tarafın guç kaybı gerilimi azaltan bir başka unsur. 'Guç Uyanıyor'da sorulan birçok sorunun yanıtlarını vermemesi de izleyiciyi havada bırakıyor.

Fakat tokezlediği yerlere rağmen 'Son Jedi'ın ışıldadığı yerler de var. Bu jedi, tabu deviren bir jedi. Ada sahnelerinde resmen 'Star Wars'un 'kutsal'ı olan 'guç'un eleştirisi yapılıyor. Film jedi putlarını yıkıyor, kohnemiş jedi geleneklerini adeta yırtıp atıyor. Kumarhane sahnelerinde kapitalizm eleştirisi, silah tuccarları deşifre edilirken iyilik ve kotuluğun sorgulaması yapılıyor. Diğer yandan Uzakdoğu'nun ruhani felsefelerini terk etmeyen ama bunu zamanımızın ruhuyla buluşturan bir film 'Son Jedi'. 'Star Wars'un sığ bir çocuk masalından ibaret olmadığını, bu evrende keşfedilecek daha çok hikaye olduğunu hissettirmesi ise en buyuk başarısı. Kol saatine kalem sıkıştırıp 'Boba Fett' taklidi yapan, otomatik kapıları jedi zihin gucuyle açtığını sanan, supurge saplarından ışın kılıcı yapan yeni jedi nesillerine goz kırpan bir film bu. 'Son Jedi', jedi'ların sonunun gelmeyeceğini soyluyor. Galakside umut olduğu surece...