**
**
**◊ 1940’ların kadın aktrislerine baktığımızda kendine güvenen, güçlü, çekici
performansların yanı sıra hayat tarzlarının da aynı olduğunu görüyoruz... Siz
ne düşünüyorsunuz?**
\- Bu aktrisleri rollerinden, filmlerinden tanıyoruz. Ama aslında hayatın
kendinden daha büyük bir etkiye sahiplerdi. Çok güçlü kişiliklerdi ve
insanların onları fark etmesini sağlayacak şekilde yaşıyorlardı.
**◊ Onların hayatın kendinden bile daha büyük kişilikleri hakkında neler
söylersiniz?**
\- Aman Tanrım... Katharine Hepburn mesela... Çok özgüvenli ve herhangi bir
erkeği alt edebileceğini biliyordu. Gerçek şu ki, şimdi ben de o güce sahip
olduğumu biliyorum. 35 yılımı aldı fark etmem ama sorun değil... En azından bu
seviyeye geldim.
**HEARST, MARION’A BABASINI HATIRLATIYORDU**
**◊ “Mank”da Marion Davies’i harika oynadınız... William Randolph Hearst ve
Marion Davies aşkı döneminin en çok konuşulan konusuydu... Hearst karısından
ayrılmadı ama Davis ile arasındaki bağı da hiçbir zaman koparmadı. Filme
hazırlanırken ikisi arasındaki ilişkiye dair neler öğrendiniz?**
\- Birbirlerine güveniyorlardı. Marion defalarca Hearst ile geçici bir
ilişkisi olmayacağını, onunla ömür boyu birlikte olacağını ifade etti. Ona
bağlıydı, onu seviyordu... Hearst, Marion’a başka yerde asla bulamayacağı
güven duygusunu verdi... Muhtemelen ona babasını hatırlatıyordu... O ilişki
Marion’u güvende hissettirdi, çok iyi ve lüks bir hayat verdi ve her şeyden
öte ona saygı duyuldu. Hearst yaşlı ve Marion için biraz sıkıcı bir adam
olmasına rağmen devam etti... Fizikselliğin etki etmediği bir aşktı. Sanırım
sadece duygusal olarak bağlan-tılıydılar.
**◊ Marion Davies, Hearst impara-torluğunun sahibi ile yaşadığı ilişki
sebebiyle hatırı sayılır bir güce sahip olan akıllı bir işkadını da aslında...
Para ve iş yatırım konularında nasılsınız? İş kadını yönünüz var mı?**
\- İyi bir iş kadını mı? Asla karışmam. Art niyetsiz, samimi, hilesiz ve saf
bir kızım. Öyle olduğum söylenir ve öyle olduğumu biliyorum. İyi bir işkadını
olur muyum hiç bilmiyorum. Neden bilemiyorum ama insanlardan çok kolay alamam.
Marion dışa dönük bir kadındı. İstediğinin olmasını sağlayabiliyordu. Bu
konularda onunla ilişki kuramam fakat daha sonraki yıllarda pek çok hayır işi
yaptı. Çocuklara, çocuk kuruluşlarına yardım etti. Çocuklar için bir klinik
açtı. Onlar için gerçekten çok para harcadı. Bu konularda onunla ilişki
kurabilirim. Ama konu para istemek olduğunda imkansız, çok zor. (Gülüyor)
**◊ Karaktere geri dönersek, zeka, güç, yaşadığı üzüntüler, mizah... Çok
fazla alt metni olan bir rol... Hangisini yakalamak ve tasvir etmek sizin için
daha zordu?**
\- Senaryoyu ilk okuduğumda Marion’un arkadaşı olabileceğimi düşündüm.
Gerçekten komik, süper mütevazı bir kadın izlenimi aldım. Bir
[film](https://www.hurriyet.com.tr/film-izle/) yıldızı ve dünyadaki neredeyse
tüm paraya sahip bir kadın. Kesinlikle bir bira içip karşılıklı
konuşabileceğim biri... Onu anlaşılır kılmak, ne kadar ayakları yere basan,
muzip ve zeki bir kadın olduğunu göstermek... Birkaç sahnede tüm bu yönleri
yakalamaya çalışmak benim için zordu... Ama ben insanların bu filmi gördükten
sonra Marion Davies’in de bir insan olduğunu, derinliklerle dolu bir insan
olduğunu hissederek ayrılmasını istedim... Unutma, çoğu zaman anlatılan
hikayelerde bildiğimizden mutlaka daha fazlası vardır...
**◊ Yönetmeniniz David Fincher’in “Seven”, “The Game”, “Fight Club”, “Gone
Girl”, “Benjamin Button” gibi fenomen filmlerde de imzası var. David Fincher
ile çalışmak nasıldı?**
\- Yönetmenin sahip olduğu vizyon ve hikayeyi anlatırken tam olarak hangi tonu
istediğini bilmesi benim için çok önemli. David Fincher hem bu özelliklere
sahip hem de çok disiplinli, hazırlıklı ve tutkulu. David tüm filmi yarattı.
Sahnelerde, hislerinde ve duygusal anlarda bana yol gösterdi. David Fincher’ın
dünyasında oynayabilmek için her şeyi yapmayacak tek bir aktör tanımıyorum. O
bir usta. Onun seti bir ustalık sınıfı. Hiçbir zaman yönetmenlik yapmayı
düşünmedim ama David’in tarzı bana ilham veriyor. Yönetmenlik yapmaya sevk
ediyor. İçimde istek yaratıyor. Böyle bir usta David...
**HAMİLELİĞİMİ SIR OLARAK SAKLADIM**
**◊ Geçtiğimiz eylül ayında ikinci çocuğunuzu doğurdunuz... Pandemi ve yeni
bir bebek. Biraz günlük hayatınızı anlatır mısınız?**
\- Ne yazık ki doğum deneyimim biraz farklıydı... Herkesin bildiği gibi
pandemi sebebiyle... Filmin çekimlerinin henüz yarısındayken hamile kaldım.
Oldukça hastaydım ama çekimlere devam ettim. Sonrasında pandemiyi ve
hamileliğimi çiftliğimde geçirdim. Çok yaratıcı olduğum bir pandemi dönemiydi
diyebilirim. Halihazırda günlük olarak yaptığım her şeye ek olarak, halı
dokudum, yorgan diktim, nakış, dikiş yaptım... Sette olmayı özlemedim çünkü
arka arkaya üç film çekmiştim. Evde vakit geçirip hobilerimle rahatladım.
Harikaydı, gerçekten çok şanslıyım...
**◊ Hamileliğinizi kimse duymadı bile... Nasıl bu kadar gizli
tutabiliyorsunuz?**
\- Los Angeles ya da New York’ta olmadığınızda öğrenebileceğiniz bir yer
kalmıyor. Hamileliğimi gerçekten sır olarak sakladım. Çiftlik hayatımız
oldukça sakin... Sosyal medya aracılığıyla istediğimi paylaşmayı seviyorum.
Tabii paylaşmadığım şeyler var. Bazı kurallarım var, o kurallar dışında açık
bir kitabım...
**◊ Çiftlik hayatınızı merak ediyorum. Hollywood’un zıddı bir yaşam tarzı
değil mi?**
\- Bu yüzden hamile kaldım ve kimsenin haberi olmadan doğurdum. Çiftlik hayatı
sorumluluk dolu bir hayat... Hayvanları hayatta tutmak, beslemek... Doğuma
gidene kadar hayvanların yemlerini veriyordum. Çiftlikte her hayvanı
beslemeniz gereken bir saat var.
Akşam çıkıp tavukları ve ördekleri toparlamanız gerekiyor.
**KENDİMİ DAHA VATANSEVER HİSSEDİYORUM**
**◊ Pandemi, Black Lives Matter hareketi, protestolar, peşinden seçimler... O
döneme dönersek umutsuzluğa kapıldığınız oldu mu?**
\- 4 yılın ardından artan gerilim kaçınılmazdı. Gerçekten hayal kırıklığı
yaşadığım ve umutsuzluğa kapıldığım bir dönemdi geçen sene... Ama bu
hareketler BLM ve protestolar bizim hakkımız… Haksız ve yanlış bir şey
gördüğümüzde tepki vermek ve ona karşı savaşmak gerçekten çok güzel bir şey.
Aslında protestolar sırasında insanların bir araya gelmesi pek çok güzelliği
de gösterdi. Bu ülke gerçekten güçlü ve gerçekten güzel...
Kendimi her zamankinden daha vatansever hissediyorum ama keşke bu noktaya
gelmek bu kadar uzun sürmeseydi.
Keşke insanlar ölmeden, bu kadar mücadele etmek zorunda kalmadan bir araya
gelebilseydik...
**[Bitcoin](https://bigpara.hurriyet.com.tr/kripto/kripto-para-piyasasi/) ve
[Ethereum](https://bigpara.hurriyet.com.tr/kripto/kripto-para-piyasasi/) ne
kadar?**
**[Bitcoin](https://mbigpara.hurriyet.com.tr/kripto/kripto-para-piyasasi/) ve
[Ethereum](https://mbigpara.hurriyet.com.tr/kripto/kripto-para-piyasasi/) ne
kadar?**