Özet: Yolda yürürken önünde bulduğu balonu önce sektiren ardından rövaşata çekmeye çalışan bir adam sosyal medyada fenomen oldu.

Sosyal medyada yayılan goruntude, kendi haliyle sokakta yuruyen genç onune çıkan balonla roveşata denemesi yaptı. İstediğini sonucu alamayan gencin goruntuleri sosyal medyayı adeta yıktı geçti.

Kaldırımda yururken onune gelen kırmızı balonu bir futbolcu edasıyla sektiren bir adam, daha sonra rovaşata çekmeye çalışınca olanlar oluyor. Yere duşen ve başarılı olamayan adamın ayakkabısının ayağından fırlamasına rağmen pes etmeyip yere duşen balona omuz atma hareketi sosyal medyada herkesin diline duşuyor.

Yerden kalkıp ayakkabısını giyerek hiçbir şey olmamış gibi yoluna devam eden adamın goruntusunun hangi şehirde kaydedildiği henuz bilinmiyor. Sosyal medyada binlerce kez paylaşılan bu an için herkes birbirinden ilginç yorumlar yapıyor.

SOW: ONA ÖĞRETECEĞİM

Geçtiğimiz sezon Fenerbahçe'de forma giyen, bu sezon Aykut Kocaman'ın raporu doğrultusunda Al-Ahli'ye geri donen Senegalli yıldız futbolcu Moussa Sow'dan mesaj var! Sow, instagram hesabından balona roveşata atan adamın videosunu paylaştı ve "Ona roveşatayı oğreteceğim" dedi. Sow'un bu paylaşımının altına yorum yağdı.

  [Haber
gorseli]

Rove şata çeken adamdan açıklama

Sosyal medyada kısasurede fenomen olan 'roveşata çeken adam' ekşisozluk uzerinden şu açıklamayı yaptı:

"Herkese merhaba.

Dun videomun twitter ve ekşi sozluk'te gundem olduğunu tesadufen oğrendim. Hepinize teşekkur etmek istiyorum. Gerek dostlarımın, gerek beni tanımayan insanların tepkileri inanılmazdı. Aldığım tebrikler, iyi dilek mesajları beni çok mutlu etti. Ben de bir 90'lar çocuğuyum. Ben de vurduğunda havada birkaç kez yon değiştiren plastik toplarla maç yaptım, bisikletimi rengarenk paletlerle susledim, ailemle beraber sobada ekmek ve kestane kızarttım, okulda patates baskısı yaptım, lig maçlarını teletext'ten takip ettim, sokakta bilye oynarken salçalı ekmeğimi yedim ve tabii ki Tsubasa izledim:)

Şimdi geriye baktığımda tum o gunleri çok ozluyorum. Keşke hiç buyumeseydim dediğim zamanlar oldukça artmaya başladı. kimse yanlış anlamasın, elbette halime şukrediyorum fakat hayat herkesi olduğu gibi beni de yıpratıyor. O gun de işten yorgun bir vaziyette çıkmıştım. birden onume doğru yuvarlanan o balonu gordum ve resmen zaman durdu. O anda sadece sokakta roveşata çeken adam değildim; caddede asfalt zemine aldırmadan sokak lambası direği ve taşla yapılmış kaleyi hedefleyen çocuktum, Juventus'a galibiyeti getiren golu atmak için sıçrayan Del Piero'ydum. Tum bunların aynı anda hepsiydim. Balonu ayağımla kontrol edip dizimle yukarı sektirdiğimde artık 'ozgur'dum.

30 yıllık omrumde oğrendiğim tek bir şey varsa mutluluğun sen onu elde ettiğinde kaybolan bir şey olduğudur. O yuzden balonu ıskalamak asla moralimi bozmadı, aksine bana ozgurluğumu verdi. Videoyu izleyen herkesin gozunden kaçan bir şey var: Ben ayağa kalkarken gulumsuyordum. arkamdaki kızın kaçışması, ayakkabımın mağazanın camekanına fırlaması umrumda değildi. O balonu omzumda sektirirken hayatın ağırlığıyla da dalga geçerek onu hafifletiyordum. Uzun zamandır ilk kez gerçekten içimden geldiği gibi davranabilmemin mutluluğu bana gore paha biçilemez. İzleyenlerin de yuzunde tebessum bırakabildiysem, "Baki kalan gok kubbede hoş bir sada olabildiysem" ne mutlu bana.

Benim bir hayalim var. Bunu soylemek ne kadar doğru olur bilmiyorum ancak dunden beri insanlar hayallerinin peşinden gittiğinde başaramayacakları şey olmadığını duşunuyorum. Şu ana kadar yurt dışına gitme fırsatım olmadı, ileride olacak gibi de gorunmuyor. çocukken saat 21:45'te şampiyonlar ligi maçları için tv karşısına geçtiğimde o goruntuler beni çok heyecanlandırırdı. "Bir gun yurt dışına gidip maç izleyebilecek miyim acaba?" diye duşundum hep. 6 Aralık'taki Leipzig-Beşiktaş maçına gidip o atmosferi yaşamak, bir gunluğune de olsa o çocuğun hayalini gerçekleştirebilmek beni çok mutlu ederdi. Keşke beşiktaşlı yoneticilere ve futbolculara ulaşabilse bu mektubum.

Hepinizi çok seviyorum, sevgilerle. İçinizdeki çocuk hiç olmesin."