Özet (TL;DR) @ 2018-05-22 10:17:28.251861: Asuman Dabak, birkaç aylık aradan sonra yeni bir komedi projesiyle ekrana gelmeye hazırlanıyor. Geçtiğimiz günlerde katıldığı bir panelde sinema-dizi sektörü ve uyuşturucu kullanımı hakkında sert…



Televizyonlarda kan govdeyi
goturuyor

◊ Asuman Han ım, hayırlı uğurlu olsun diyeyim oncelikle...
Yak ında yeni bir diziyle ekranlarda olacakmışsınız... - Çok teşekkur ederim. İçime sinen bir teklif oldu, "evet" dedim.

◊ Şahsen sizi izleyip gulmeyi ozlemiştim. Yine bir komedi işidir umarım...

- Komedi, evet... Sevgili Mustafa Şevki Doğan'ın, Kopru Yapım'ın bir işi. Ege sahillerinde geçiyor. Sığacık-Seferihisar taraflarında çekilecek. Egeli bir aile ile Karadenizli bir ailenin komik hikayesi. Ben çok eğlendim senaryoyu okurken.

◊ Karakteriniz hakk ında da biraz detay alabilir miyim?

- Bana kalırsa çok guzel, çok renkli bir karakter. Fikret adında Karadenizli bir hala... Bir ordeği var, onunla dolaşıyor surekli.

◊ Art ık çok fazla komedi işi kalmadı ekranlarda sanki. Bana mı oyle geliyor, ne dersiniz?

- Maalesef... Nedense televizyonlarda kan govdeyi goturuyor. Savaşlar, olum, kan. Butun hikayeler karamsarlık uzerine kurulmuş. Evet dunyanın gidişatı pek iç açıcı değil, eğlenilecek hikayeler bulmak çok zor. Ama diğer taraftan hayat devam ediyor. Ve devam etmek için motivasyona ihtiyacımız var. Bizi besleyen komediyse, pozitif enerjiyse, biraz da bunlara ağırlık verilmeli.

◊ San ırım seyirci de sizi komedi işlerinde gormeyi tercih ediyor.

Bir onceki işinizden bu yana ne kadar zaman geçti? - Geçen eylulde "Ver Elini Aşk" diye bir diziye başlamıştık, çok surmedi, aralıkta bitirdik. Sonra ben bir film çektim "Organik Aşk" diye. Ardından "Eyvah Karım" filmi. Şimdi de vizyona hazırlanan bir animasyon filmimiz var: "Keloğlan"... Fantastik animasyon. Bizden bir hikaye sinemaya uyarlandı. Bence çok da başarılı oldu. Samimi soyluyorum, fragmanı Avrupa standartlarında. Hem kuçuklere hem de yetişkinlere hitap edeceğini duşunduğumuz bir iş.

KEND İNE "OYUNCU" DİYEN GENÇLERİ GÖRÜNCE ÜZÜLÜYORUM

◊ Sizin at olyeleriniz var, genç yetenekleri yetiştiriyor, sektore yeni yuzler kazandırıyorsunuz. Devam ediyor onlar değil mi?
- Ediyor. Londra'da dokuzuncu yılımızı bitirdik. Asuman Dabak Sahne Londra... Ayrıca Sahne İzmir'imiz var, Sahne Çeşme'miz var. İstanbul'da da sinema atolyeleri. Eğitimler hem kamera onunu hem de kamera arkasını kapsıyor. Hatta yarın ilk mezunlarımızı vereceğiz. Sertifikalar hazır.

◊ Ne kadar s uruyor bu eğitimler?

- Bir sezon. Yani 8 ay. Sinema atolyelerine yazın biraz ara veriyoruz. Eylul itibarıyla yeni sezon çalışmalarımız başlayacak. Çeşme bir yaz okulu, yazın devam ediyor orada dersler. Sahne İzmir ise tum sezon açık. 6-11 yaş, 11-17 yaş ve 17 yaş uzeri olmak uzere uç grubumuz var. Kuçuk bir konservatuvar kıvamında.

◊ Neden b oyle bir işe kalkıştınız?

- Ne yazık ki ekranlara bakıp da kendini oyuncu addeden gençleri gorduğumde uzuluyorum. İki aylık kurslara gidiyor, altyapılarını oluşturmadan bir dizide rol alıyor, sonra "Ne iş yapıyorsun?" dendiğinde "Oyuncuyum" diyorlar. Bu acı verici bir durum.

◊ Peki siz okula yetene ğinden emin olduğunuz kişileri mi alıyorsunuz yoksa her parasını odeyen gelip kayıt yaptırabiliyor mu?

- Hayır, her isteyen parasını verip de kayıt yaptıramıyor. Öncesinde deneme çekimlerine katılmaları gerekiyor. Butun oğretmen kadromuz tarafından tek tek değerlendiriliyorlar.

I ŞIK GÖRMEDİĞİM KİŞİYİ BEŞ KATI DA PARA VERSE KABUL ETMEM

◊ Diyelim ki heveslendim, kat ılmak istedim. Nasıl bir sureç işler benim için? - Aradığınızda kaydınızı alıyoruz ve deneme çekimi tarihlerimizi bildiriyoruz.

◊ Ya ş sınırı var mı?

- Hayır, yok.

◊ Ge ç kalmadım yani...

- (Guluyor) Hayır. Aksine çok da potansiyel goruyorum sizde.

◊ S urece donelim biz yine de...

- Öğretmenlerimiz performanslarını gormek için tek tek tum adaylarla goruşuyor. Hobi niyetiyle de gelmiş olabilirler, oyuncu olma arzusuyla da... Yani ne istiyorlar oğrenmek için konuşuyoruz, bizim onlara bir faydamız olabilecek mi, bakıyoruz. Olabilecekse değerlendirmeye alıyoruz. Ama faydamız dokunmayacaksa, gerçekten hiçbir ışık gormuyorsak, parasının beş katını da verse atolyemize alamıyoruz.

◊ Neden? Ne olur alsan ız, belki sadece heves...

- Ama boyle bir durumda faydalı olabileceğimiz bir adayı yok etmiş oluruz. Onun için de bizim için de zaman kaybından başka bir şey değil bu.

◊ S ınıflar kaç kişilik?

- Maksimum 20. Genelde 15-16 civarında tutmaya çalışıyoruz ki her oğrenciyle yeterince zaman geçirebilelim, daha fazla ilgilenebilelim, birbirimizden yararlanabilelim.

İ NGİLTERE'DEN GELİP DE TÜRKİYE'DE STAR OLMAYA ÇALIŞMANIN NE ANLAMI VAR!
◊ Neden Londra 'da da atolye kurma gereği duydunuz? - Çunku yanlış bir mantalite vardı.

◊ Ne gibi?

- Oradaki gen çlerin çoğu gelip burada bir şey olmak istiyordu. O duşunce yapısını kırdım. "Yabancı diliniz var. Oyunculuğun merkezinde, Londra'da yaşıyorsunuz. Niye gelip Turkiye'de star olmak istiyorsunuz?" dedim. Haksız mıyım? Bu mantığı oturtmak zaman aldı ama başardım.

◊ Ne zaman T urkiye'den de dunya çapında oyuncular çıkar sizce?

- Valla bunun için çok çalışmak, bir de çok iyi dil bilmek gerek. Doğru menajerler, doğru bağlantıların olması şart. İnsanların kafalarını açması gerekiyor. Kafasını açacak, yabancı dili olacak, oradaki menajerlerle bağlantı kuracak.

◊ Fasl ılar, Avrupa şov dunyasında on plana çıkmayı başardı. Turk gençlerde neden ses seda yok?

- Çunku kolaya kaçıyorlar. Bu işi sadece burada yapmak istiyorlar. "Burada meşhur olayım, Michael Jackson gibi yaşayayım." Kafa bu.

◊ Bir Hadise orneği var mesela. Yıldızı Belçika'da parlamıştı ama o da kariyerine Turkiye'de devam ediyor. Neden sizce?

- Çunku burada her şey daha kolay.

DERS BO Ş GEÇSİN DERKEN KENDİMİ SAHNEDE BULDUM ◊ Siz kendinizdeki yeteneği nasıl keşfettiniz?- İlkokul beşinci sınıfta, tamamen tesadufi bir keşif (guluyor).Ben sporcuydum, basketbol, hentbol, voleybol... Atlettim de, uzun sure koştum, derecelerim falan var hatta. Beşinci sınıfta tiyatro temsil kolunu seçtim, çunku dersi boş geçiyordu. Ben de gider antrenmanlara katılırım diye duşundum. Ama şansıma o sene derse Turkçe oğretmeni girmeye başladı.

◊ Ve...
- Ve dediler ki "Yıl sonunda tiyatro gosterimiz var". 70 yaşındaki Fatma Nine rolunu verdiler bir de bana. İlk sahne tozu orada yutuldu. Sonra da hayatımdan hiç çıkmadı tiyatro.

◊ Aileniz destek verdi mi?
- Yok canım, nerede... Evdekiler istemedi konservatuvar okumamı. "Tiyatro da meslek mi" diye karşı çıktılar. Bu yuzden turizm otelcilik okudum.

◊ Sonra nasıl yoneldiniz tekrar oyunculuğa?- Hayatımdan hiç çıkmadı ki; sokak tiyatrosu, belediye tiyatrosu, şehir tiyatrosu hep devam etti. Neyse, mezun oldum, diplomayı onlara verdim. Dedim "Buyurun size diploma, ben şimdi bu işi yapacağım". Sonra Bahçelievler Belediye Tiyatrosu'nda, çocuk oyunlarıyla başladım. 8 ay sonra da televizyondan teklif geldi. Kendimi gosterebilmek için uç işte birden çalıştığım oldu.
◊ Yaşamınızı idame ettirmenize yetti mi bu işler?- Turizm otelcilik okuduğum için kendi işimi de yapıyordum. Bir donem rehberlik yaptım, Turk Hava Yolları'nda çalıştım. Okulun boyle bir avantajı oldu, geçim kaygısıyla her bulduğum işe atlamadım. Seçici davranabildim. Ne zaman ki tiyatro ve oyunculuktan para kazanmaya başladım, turizmi bıraktım.

SADECE G ÜLDÜRENE KOMEDYEN DENMEZ ◊ Kariyerinizin donum noktası nedir?- Tabii ki "Tatlı Hayat". Tam bir fenomendi. Ondan sonra da teklifler hep komedi tarzında geldi.
◊ Komedi daha mı zor?- Bizde sadece komikseniz komedyen oluyorsunuz. Oysa yurtdışında dramayı da komediyi de başarıyla oynayabilen kişiye komedyen denir. O anlamda ben kendimi komedyen olarak goruyorum.
◊ Seyirci sit-com'ları ozledi...- Sadece seyirci değil, oyuncular da ozledi aslına bakarsanız. Biraz daha gulelim, eğlenelim artık... Hatta "Tatlı Hayat"ı yeniden yapalım mesela... İnsanların bu vurdulu kırdılı dizilerden biraz uzaklaşmasından yanayım.
◊ Takım elbiseli 15 yaşında gençler gormeyelim yani...- Yaa değil mi? Ve hepsi kirli sakallı. Bu algının değişmesi lazım.

ERTES İ GÜN İŞİN VARSA BIRAK ALKOL ALMAYI SOĞAN YİYEMEZSİN ◊ Geçen gun katıldığınız bir panelde yaptığınız konuşma ses getirdi. Dediniz ki; "Turk sinema ve dizi sektorunde alkol ve uyuşturucu uzerine bir dunya kurulmuş durumda. 'Ne olacak canım, herkes kullanıyor' mantığı hakim. Yozlaşmış toplumda biz sanatçıların da payı var..."- Evet cesurca soylenmiş bir cumleydi belki ama inandığım tam olarak bu. ◊ Çok sert bir genelleme gibi geliyor ama kulağa...- "Butun sinema ve dizi sektoru uyuşturucu ve alkole teslim" gibi bir iddiam yok. Öyle bir şey olabilir mi? Sektorde gerçekten ornek aldığımız birçok sanatçı da var. ◊ Sizin itirazınız neye tam olarak? Kimi hedef aldınız?- Şoyle soyleyeyim, kotu alışkanlık edinmiş olabilirsin. Git evinde iç o zaman. Yalnızken ya da kendi kafandaki arkadaşlarınla birlikteyken iç, ozel hayatın bizi ilgilendirmez. Ama bunun uluorta yapılmasına tahammul edemiyorum. Bunun için bana kızan da olabilir, "Sana ne" diyen de... Olsun, ben ornek alınan insanların, sanatçıların ozel hayatlarına dikkat etmeleri gerektiğini soylemekten vazgeçmem. ◊ Bu durumun belli kesimlerde normalleştirilmesine itirazınız yani...- Normal değil mi yani! Biz okulumuzda bu işin kulis eğitimini de veriyoruz. Ne alakası var diyeceksiniz, şoyle soyleyeyim... Kulis dediğiniz disiplindir. Evet hepimiz sosyal içiciyiz, hepimiz zaman zaman alkol alıyoruz. Ama ertesi gun işin varsa, sen geceden soğan sarımsak bile yiyemezsin, bırak alkol almayı. İyi bir oyuncu olmanın tek koşulu yetenek değildir, kuliste disiplinli, saygılı, ozverili olacaksın. Dedikodu yapmayacaksın, kimseyi yargılamayacaksın, sete zamanında gideceksin. Öz disiplin, oz saygı ve oz ahlakını koruyacaksın. Afedersiniz ter bile kokmayacaksın. **SETTE ULUORTA S İGARA SARIP DA ÇOCUĞUMA KÖTÜ ÖRNEK OLAMAZSIN ◊ Bunların soylenmesine, anlatılmasına ihtiyaç var mı gerçekten? O kadar mı vahim durum?- Evet, var. Ve benim bu kadar iyi yetiştirdiğim oğrencilerimin bulunduğu sette, çok saygı duyduğumuz, çok sevilen bir insanın uluorta sigara sarmasını, çocuğuma kotu ornek olmasını istemiyorum. Ben anne-baba kafasıyla bakıyorum ortama çunku. Yapma bunu kardeşim. Git evinde iç içeceksen, kimsenin gormeyeceği yerde. Benim çocuğuma kotu ornek olma, buna hakkın yok.

◊ Yurtd ışında nedir durum?
- Emin olun yurtdışında boyle bir şey yok. Onların iş disiplini çok sağlam. İşten, setten çıktıktan sonra ne yaptıkları da bizi hiç ilgilendirmez zaten. Benim derdim sette ve uluorta, gorunen, bilinen mekanlarda yapılması.

◊ Zaten yurtdışında da uyuşturucu madde kullanımı ifşa olmuş yıldızlara pek iyi gozle bakılmıyor.- E hoş bir şey değil ki. Kendini kaybediyorsun, dışarıdan kotu gorunuyorsun, ağzın yuzun kaymış şekilde kotu fotoğraflar veriyorsun. Dedim ya, illa bu zıkkımı kullanacaksan, git evine ya da kendi kafandaki arkadaşlarının yanına, gozlerden uzak ne yapıyorsan yap. Ama seni ornek alan, gozunun içine bakan tazecik insanlara bunu yapma. Ben şu an çocuklarımı nasıl kollayacağımı, hangi sete nasıl gondereceğimi duşunuyorum. Ya bir tanesini kaybedersem? Onların hocası benim. Onları refere eden yine benim. Emin olun korkunç bir telaşın içindeyim. Diyorum ki girmeyin sinema, dizi sektorune, tiyatro yapalım. Ama onların da hayatlarını kazanması lazım. Tiyatro şu an hayatlarını idame ettirmelerine yetmez. Gerçekten bunlara nasıl sahip çıkacağımı bilmiyorum. Bu benim için bir sorumluluk çunku.

◊ Neden sorumluluklarını bu kadar ustleniyorsunuz ki? Size duşen doğruyu gostermek, akıl vermek.- Neden? Çunku anne-babaları getirip bana emanet ediyor onları. "Asuman Dabak'sınız diye size çocuklarımızı gonderdik" diyorlar. Hadi bakalım buyur, ne yapacağım şimdi?

Televizyonlarda kan govdeyi
goturuyor

SON 24 SAATTE YA ŞANANLAR