Özet: Galatasaray'ın eski futbolcusu Frank de Boer, kariyeri ve A Milli Takım teknik direktörü Fatih Terim'le ilgili konuştu. Son olarak Inter'i çalıştıran Hollandalı teknik adam, verdiği bir röportajda…

Spor

23:27 08.01.2017(Guncellendi 09:49 09.01.2017) URL'yi kısaltın

Galatasaray'ın eski futbolcusu Frank de Boer, kariyeri ve A Milli Takım teknik direktoru Fatih Terim'le ilgili konuştu. Son olarak Inter'i çalıştıran Hollandalı teknik adam, verdiği bir roportajda "Çalıştığım teknik adamlardan hep bir şeyler oğrendim Terim'den ise nasıl oynanılmayacağını oğrendim" diye konuştu.

(C) AA / Mustafa Çiftçi

Hollandalı teknik adam verdiği ozel bir roportaj esnasında, "Hiddink, Rijkaard, Advocaat, bunlardan bir şeyler oğrendim. Fatih Terim'den de bir şeyler oğrendim. Futbolun nasıl oynanmaması gerektiğini oğrendim. O da bir nevi oğrenmek sayılır" diye konuştu.

' TAM ANLAMIYLA GERÇEK MEGOLOMAN'

De Boer, eski teknik direktoru için "Kendisi futboldan çok dış goruntusuyle ilgilenirdi. Benim hiçbir yerde gormediğim bir şeydi. Yarım sezonluk bir donemde aynı kıyafetle diğer antrenmana çıktığını gormedim. Bu gerçekten inanılmazdı. Tam anlamıyla gerçek bir megolomandı" ifadelerini kullandı.

*AKILLARA P İRLO'YU GETİRDİ *

İtalya'nın efsane futbolcularından Andrea Pirlo da, 'I Think Therefore I Play' (Duşunuyorum oyleyse oynayabilirim) kitabında, 2001-2002 sezonunda Milan'dayken teknik direktorluklerini yaptığı Fatih Terim ile ilgili çarpıcı ifadelere yer vermişti.

Pirlo'nun kitabında yer alan ilgili bolumler şoyleydi:

Fatih Terim oldukça dikkat çekici ve kurallara alerjisi varmış gibi gozuken garip bir insandı. Daha en başında Milan'da uzun sure gorev yapamayacağı oldukça belliydi ve kısa bir sure sonra da kovuldu.

Terim Milan'dan once, canının istediği her şeyi yapabildiği, daha duşuk profilli takımlarda gorev almıştı ama burası Milan'dı. Burada bazı hareketlerin tolere edilmeyeceğini herkes bilirdi.

*' JOHN TRAVOLTA GİBİ GARİP, CAFCAFLI VE RENKLİ KIYAFETLER GİYERKEN GÖRÜYORDUK' *

Mesela; oğle yemeğine canı isteyince geç katılıyordu. AC Milan'ı temsil etmesi gereken resmi aktivitelere kravat takmadan gelebiliyor; sonra bu aktivitelerden, evinde 'Biri bizi gozetliyor' seyretmek için kimseye haber vermeden erkenden ayrılıp (Milan kulubunun CEO'su ve başkan yardımcı sı) Galliani'yi masasında tek başına bırakıyordu. Kendisini tesislerde John Travolta gibi garip, cafcaflı ve renkli kıyafetler giyerken goruyorduk.

Gorevi boyunca kendisinin adeta golgesi gibi olan deli bir tercumanı vardı. Terim'in 5 dakikalık ateşli konuşmalarını, duygusuz şekilde 5 saniyede tercume eden bir adam… Tercumanı bir ara Terim'e medya ile tum ilişkileri suresiz kesmesini tavsiye etti. Medya ile ilişkileri kesmek… Suresiz… AC Milan'da… İletişimin her şeyden onemli olduğu ve mukemmel yonetildiği bir kulupte…

' TERİM ELİNE BİR TEBEŞİR ALIP TAKTİK TAHTASINA 11 DAİRE ÇİZERDİ'

Özellikle goreve başladığı ilk gunlerde yaptığı takım toplantıları ise unutulmazdı. Terim eline bir tebeşir alıp taktik tahtasına 11 daire çizerdi. Tahtadaki her daire sahaya çıkacak bir oyuncuyu temsil ederdi. Ancak konuşmanın ortasında taktik tahtası, çizdiği oklardan ve karalamalardan oyle bir hale gelirdi ki; hangi dairenin kimi işaret ettiğini anlamak imkansızlaşırdı. Taktik tahtası, oyuncuları ve mevkileri birbirinden ayırmanın mumkun olmadığı karmakarışık bir hal alırdı. Kısacası tam bir kaos… Sadece kalecinin kendi pozisyonundan emin olabildiği bir kaos…

Toplantı sırasında bir daireyi işaret edip, "Costacurta, tam burada olman gerekiyor" diye konuşmaya başlardı. Bir gun dayanamayıp, "Ama patron, o gosterdiğin dairenin biraz once benim olduğunu soyledin, Costacurta değil ki" demek zorunda hissettim.

İşin daha da kotusu konuşma ilerledikçe defans bolgesindeki dairelerle, forvettekileri karıştırmaya başlardı. Artık oyle bir hal almıştı ki, kendi aramızda 'Acaba bunu Berlusconi'nin gizli ruyası olan 2-4-4 taktiğini gerçekleştirmek için bilerek mi yapıyor' diye şakalaşmaya başlamıştık.

' TERİM'İN TAKTİK BİLGİSİNİN YETERSİZLİĞİNİ ANLAMAMIZ ÇOK UZUN BİR SÜRE ALMADI'

Ancak şaka bir yana, Terim'in taktik bilgisinin yetersizliğini ve tum oyun planının takımı bağıra çağıra motive ederek, sahada iyi bir sonuç almamızı umit etmek olduğunu anlamamız çok uzun bir sure almadı. Belki boyle bir plan başka yerlerde geçerli olabilirdi ancak Milan'da işlemezdi, İşlemedi de… Milan'da uzun sureli gorev alabilmek için bundan çok daha fazlasına ihtiyaç vardı.