Özet (TL;DR) @ 2018-11-12 08:21:49.241282: Gastronomi dünyasının ‘rockstar’ıydı, sosyal medyayı kullanmaya başladıktan sonra fenomene dönüştü. Yeme-içme yazarı olarak kaleme aldığı restoran eleştirileri de, sosyoloji hocası olarak yaptığı…



Vasatistan'da mukemmeli
arıyorum

K ısa sure içinde sosyal medya fenomeni oldunuz. Bir gurme olarak sosyal medyayla sınavınız nasıl gidiyor? - Ben kendimi gurme olarak gormuyorum ki! Gurmelik bana başkalarının verdiği bir ad.

Ne olarak g oruyorsunuz?

- Sosyal entelektuel. Sosyal entelektuel birinin de her kesimden insanla etkileşimde olması gerekir.

Kimdir sosyal entelektuel?

- Farklı bakış açılarını gostererek yaşamı zenginleştirip derinleştiren kişi.

Peki, size gurme denmesinden de rahats ız mısınız?

- Evet. Gurmeden ne kastedildiğini anlamıyorum. Tanımı belli olmayan bir şeyden de rahatsız oluyorum. Benim seçici bir damağım var.

Vasatistanda mukemmeli
arıyorum

K ızım, ilk buluşmada hesabın yarısını odesin
Sosyal medyaya d onersek... Twitter'ı keşfetmek için biraz geç kalmadınız mı?- Normal. Ben her şeyi geç keşfeden biriyim çunku populer kulturden uzak yaşıyorum. Kendi dunyamdan çıkıp olayları anlamam için zaman gerekiyor. Twitter'la tanışmamın en onemli nedenlerinden biri kızım. O buyudukçe bunları keşfedip bana gosteriyor.

S ık sık attığınız tweet'lerle gundem oluyorsunuz. Ve asla durmuyorsunuz... Amaç, populerliğinizi devam ettirmek mi?

- Zaten populer olduğumu sanıyorum. Amaç, yaşadığımı anlamak. Artık televizyonda program yapmadığım için beni takip edenlerle etkileşimin gazete dışında, sosyal medyada da çok etkin olduğunu duşundum.

Twitter 'da patlamayı "Menemen soğanlı mı soğansız mı olmalı" sorusuyla yaptınız. Ardından "Doblo nedir, bilmiyorum" dediniz. Bunları biraz da ses getirme durtusuyle mi paylaştınız?

- Hayır, niyetim tartışma yaratmak değildi, merak ettim. Doblo'yu da, yemin ederim, bilmiyordum. Turkiye'deyken zaten Adalar'da yaşıyorum, orada da polis arabası ve ambulans dışında araç yok.

Peki, şimdi bir anket yapsak... Neyi merak edip sormak istersiniz?

- Bir kızla ilk çıktığınızda hesabı kim odemeli? Gençler ne duşunuyor, merak ediyorum.

Sizce?

- Bizim donemimizde çıktığımız kızlar varlıklı ailelerden gelirdi ama hesap odemezlerdi. Kızım 16 yaşında. Bir baba olarak onun, hesabın yarısını odemesini isterim. Çunku hepsini erkek verirse, kız uzerinde bir hak iddiası doğuyor.

Vasatistanda mukemmeli
arıyorum

Muhsin Akg un / MASTÜDYO

' Vasatistan'dan 'Bayağıistan'a doğru gidiyoruz
En son 'Vasatistan'da kıymet bilmek uzerine bir tweet attınız. Ne demek 'Vasatistan'?- Her şeyde taklitçilik, derine inememe, kalite arayışının olmaması, onun yerine goz boyamaya çalışmak, her konuya ciddi yaklaşmak yerine daha çok 'mış' gibi yaklaşmak demek. Bu hemen her alanda geçerli. İyi iş çıkaran az insan var. Vasat ulkemizde norm olmuş gibi.

Yani bizde çoğu şey vasat mı?

- Aslında vasatın da altında. 'Bayağıistan'a doğru gidiyoruz. Çunku gosteriş, bol laf yapmak one çıkıyor. Her alanda bir işi yapmak yerine yapmış, etmiş gibi konuşmak daha yaygın. Bunun sonucunda birçok iş eksik ve kotu yapılıyor. Bunun yanında kolektif bir gerginlik de var. Vasatlık da kolektif gerginlikle ortaya çıkan bir nevi hastalık gibi.

Biraz daha a çar mısınız?

- Hepsi birbirine bağlı. Mesela restoran ıstakozu iyi servis edemiyor, sen buna bozuluyorsun. Ardından şofore ters bir şey soyluyorsun, o sana kızıyor ve başkasına ters laf ediyor. Ortada zincirleme bir şekilde negatif enerji dolaşıyor.

Sizce 'Vasatistan'ı sosyal medyayla değiştirebilir misiniz?

- Evet, 'Vasatistan'ı değiştirmeye çalışıyorum. Ve 'Vasatistan'da mukemmel arayışım da suruyor. Farklı yerleri gezerek 'Vasatistan'da gastronomi alanında mukemmeli ortaya çıkarmaya çalışıyorum.

Sosyal medyaya girdikten sonra hayat ınızda ne değişti?

- Sosyal medyadaki eleştirilerin bazıları çok yapıcı olabiliyor. Mesela ben yazdıktan sonra populer olup kaliteyi duşuren lokantalarla ilgili çok fazla eleştiri gelince, "Ne yapabilirim?" diye duşundum. Yemek için çok sık seyahat eden, tutku sahibi ve hayli durust takipçilerimden gonullu tavsiye ekibi oluşturup bir 'Lezzet Rehberi' hazırladık. rehber.vedatmilor.com adresinden ulaşabilirsiniz.

Vasatistanda mukemmeli
arıyorum

Elim sadece i ş yaparken titriyor
Ellerinizin titremesinin sebebi parkinson hastalığı mı?- Hayır. Mesela parkinson rahatsızlığında elinle burnunu gosteremezsin (eliyle karşıyı gosteriyor). Ama ben gosterebiliyorum. Benim elim sadece iş yaparken titriyor. Bunun sebebi sinir sistemi. Sinir uçlarına yapışan bir antikor var. Tahmin ediyorum ki nedeni, cıva zehirlenmesi. Bağışıklık sistemini çokertti. Çoken bağışıklık sistemi, birtakım etkiler yarattı.

Cıva zehirlenmesi neden olur?

- Midye yemek, pil yemektir. Denizlerimiz çok kirli. Ağır metaller var. Cıva yiyen balıklar şişiyor ve daha kolay yakalanıyor. Yakında belki Turkiye'de deniz urunleri yemeyi tamamen keseceğim. Sadece Ege'de bazı yerlerde iyisi bulunup yenebilir belki.

G unumuz dunyasında genel trend şu: Menfaat için her şey mubahtır
G unumuzde her şeyin şov uzerine kurulmasını eleştiriyorsunuz. Şovlarıyla bilinen Nusret'i sorayım...- Nusret; kabiliyetli, iyi iş yapmaya meraklı, insan ilişkileri iyi biri. Çıraklıktan başladı, kendini geliştirdi. Fakat gunumuz koşulları onu şova yonelmeye zorladı. Başarılı olup olmayacağını birlikte goreceğiz. Bu durumu Alman edebiyatından esinlenerek 'Faust' stili bir pazarlığa benzettim. Bu, 'şeytana ruhunu satmak' gibi çevrilebilir ama demek istediğim o kadar adice bir şey değil. Aslında hepimizin yaptığı bir şey. Modern dunya da Faustçu pazarlıklar uzerine kurulu.

Yani hepimiz ba şarı için ruhumuzu mu satıyoruz?

- Yuzde 99 boyle. Gunumuz dunyasındaysa  genel trend şu; menfaat için her şey mubahtır. Bu butun dunyada boyle.

Mutfa ğa giriyorum ama eşimle konuşmak için
CV 'nize baktım. Stanford, Boğaziçi, Berkeley...
E ğitime bu kadar uzun yıllar vermenizin ozel bir sebebi var mıydı?- Biraz gerçeklerden kaçarak mumkun olduğu kadar tahsili uzatmak.

Ne gibi ger çekler?

- Hayat zor. Bir de hiyerarşileri sevmiyorum, holdingde çalışmak falan bende iyi sonuç vermez, hemen atılırdım.

Bu kadar e ğitimden sonra yemek merakı nereden çıktı?

- Guzel olan her şeye karşı meraklıydım. İyi bir kitap okumaktan Rodin'in heykellerine bakmaya kadar... Hayatın materyalizm dışı kalan her alanı hep ilgimi çekmiştir.

Evdeki sofran ızda hep bir kuşsutu mu eksiktir?

- Dışarıda çok yemek yiyince kilomu muhafaza etmek için evde ozellikle az yemek yiyorum. Öğlen yarım sandviç, yanında biraz bal, ceviz, kinoa... Akşam da basit bir balık-et ızgara, salata ya da zeytinyağlı bir yemek. Hayat bir denge. Yoksa iyi bir şeyden de zevk alamazsınız. Biraz ozleyeceksiniz. Bu, ilişkilerde de boyle.

Mutfa ğa girer misiniz?

- Mutfağa giriyorum ama eşimle konuşmak için. Çok kabiliyetsizim.

İ nsanlar kendini iyi hissetmek için başkasını ezebiliyor
Bir sosyoloji doktoru olarak toplumumuzu nasıl yorumluyorsunuz?- Tum toplumda 'sen benim kim olduğumu biliyor musun' duruşu var.

Nasıl yani?

- Çok imtiyaz bekliyoruz. Bir diğer şey de; bazı şeyleri kendine hak gorme durumu. İnsanlar, en kuçuk bir avantajı hakkı olmadığında bile dibine kadar kullanıyor. Bunu, dunya goruşu ne olursa olsun, -istisnalar hariç- toplumun genelinde goruyoruz. Buna paralel olarak bir de, insanlar kendini iyi hissetmek için başkasını ezebiliyor. "Senin iyiliğin için" lafının altında bile karşısındakini kuçumseme, ezme ve laf sokma var.

Neden b oyle olduk?

- 1979'a gitmek lazım. O zaman Kenan Evren'in bir deyişi vardı: "Sosyal uyanış, ekonomik gelişimi aştı." Ondan sonra tum sivil toplum kuruluşları, uretici birlikleri dağıtıldı. Ve giderek toplum izole oldu. İnsanların hoşnutsuzluklarını kolektif bir şekilde belirtecekleri mecralar giderek ortadan kalktı. Sosyal medyayla birlikte bazı yaşam tarzlarına ozenme ortaya çıktı. Reklam endustrisi gelişti.

Bunlar yemek zevkimizi etkiliyor mu?

- Kesinlikle. Her şeyden once daha çok yiyoruz. Kalite çok duştu. Gerektiğinden çok yiyoruz, abur cuburu ya da kotu şeyleri tercih ediyoruz, iyi tatları unuttuk.

Tavu ğa karşı psikolojik bir saplantım var
Ölmeden once mutlaka neyin tadına bakmamızı onerirsiniz?- Çok eski bir maya duşun... Mesela bir arkadaşım 17 senedir aynı mayayı yaşatıyor. O mayayla yapılmış, kabuğu kalın, içi inanılmaz yoğun, doğal bir ekşi maya ekmeği... Onu keseceksin. Karadeniz'deki yayladan gelen gerçek tereyağını içine koyacak ve ellerinle yiyeceksin. Anne karnına donmek gibi bir şey...

Ş imdiye kadar yediğiniz en kotu şey neydi?

- 19 yaşımda Kemal adında bir arkadaşımla Paris'te bir lokantaya gittik. Çiğ istiridye istedi. Bu benim için hamamboceği yemek gibi bir şeydi. Kemal iştahla yiyordu. Bana da, "Yemezsen vururum sana" dedi. Gerçekten yapardı. Ya istiridye ya da dayak yiyecektim. Bir ağzıma attım, hiç fena olmayan bir tat bıraktı. Sonra da yemeye başladım.

İstiridyeyle barışmışsınız ama tavuklarla hala kussunuz...

- Tavuğa karşı psikolojik bir saplantım var. Bir tavuk çiftliğimiz vardı ve o zamanlar tavuk yemem için dedem çok baskı yapmıştı. Oradan kaldı. Ama zaten endustriyel tavuk yemek çok iyi bir fikir değil.

Size 'kuzuların korkulu ruyası' diyorlar...

- Turkiye'nin florası aslında sığıra uygun değil. Eskiden oğlak vardı, artık bulunmuyor. Av eti yok. Geriye ne kalıyor?

Bir anda sahipsiz kald ığımı hissettim, mutsuz bir çocuk oldum...
' Milor' soyadı nereden geliyor?- Konya'dan. Çok eski bir aileyiz. Ulusan, Karahafız tarafından...

K oklerinizin Mevlana'ya dayandığı doğru mu?

- Baba tarafım Konyalı. Babaannemin ailesi, Mevlana'nın ilk eşinden geliyor. Buyukannem, ulema ve medrese sahibi Ulusan-Karahafız ailesinin kızı Handan Hanım. Çok onemli bir medresemiz var. Babaannemin babası Mustafa Ulusan, aydın bir alim ve din adamı. Ataturk onun evinde kalmış mesela. Kuvayi Milliyeci. Eşi de Kuvayi Milliye için kadınları orgutluyor. Din adamı olmasına rağmen eşinin daha o zamanlar başı açık. Annemin babası İbradalı ve tek parti doneminin Maliye Bakanı Halit Nazi Keşmir. Buyukbabam, Mecidiyezade ailesinden... Konya'da unlu Tahir Paşa'nın kızının tek çocuğu. Konya'da Mecidiyezade camileri var. Soyadımızın da hikayesi orada başlıyor. Dedelerim adlarını değiştirip 'Mecidiyeoğlu'nu almak istiyor. Ama soyadı komisyonu kabul etmiyor. Dedem Turkçe bir şey bulmak istiyor ve bir şeyin ortası demek olan 'mil' ile orgeneralden 'or'u buluyor.

Baban ız biraz çapkınmış sanırım. Çocukluğunuz nasıldı?

- Evet, oyleydi. Zaten dedem onu evden atmıştı.

Neden?

- Babam bir tiyatro oyuncusu olan Gul Gulgun'le beraberdi. Annemden ayrıldı. Boşanmanın ardından dedem ben beş yaşındayken babamı evden attı. Sonra da babam evlendi. Ben dedem ve babaannemle buyudum.

Anneniz neredeydi?

- Babamı seviyordu, ayrılmak istememiş. Sonra da ayrılığın ustesinden gelemedi. 10 sene sonra da ikinci evliliğini yaptı.

Onlarla hi ç goruşmediniz mi?

- Goruştum. Babam sonra ikinci eşinden de boşandı. Guliz Hanım'la evlendi. Aralarında 23 yaş fark vardı. 83 yaşındayken 2009'da vefat etti.

Tek çocuk musunuz?

- Evet.

Anne ve babadan ayr ı buyumek hayatınıza nasıl yansıdı?

- Babaannem ve dedem, benim annem ve babam oldu. Dedem mukemmeliyetçiydi, okumaya onem verirdi. Bana verdiği ilk kitap 'Ak Zambaklar Ülkesi'ndeydi. O olduğunde ben 13 yaşımdaydım. Ona çok benzerim. Babaannemi de 16 yaşımdayken kaybettim.

Onlar ı kaybettikten sonra neler yaşadınız?

- Çok sarsıldım. Mutsuz bir çocuk oldum. Bir anda sahipsiz kaldığımı hissettim.

Yurtd ışı eğitimi sizin için bir çıkış mıydı?

- Rahat bir yaşamım yoktu. Anneme yakındım ama o babamı sevdiği için mutsuzdu. Babamla yaşamaya başladım. İkinci eşi, uvey annem başta iyiydi. Sonra babamla sorunlarını bana yansıtmaya başladı. Bana iyi davranmıyordu ve kendimi rahatsız hissediyordum. Üvey annemle bir sorun olduğu zaman babam hep onun tarafını tutuyordu. Kaçmak istiyordum. Boğaziçi Üniversitesi'ni bitirenlerin yurtdışına gitmesi doğaldı. Burs veriyorlardı. Bana da cazip gorundu.

**Hi çbir zaman beş yıldızlı bir otelde kalmıyorum

Vasatistanda mukemmeli
arıyorum

Hakk ınızda "Yiyor, içiyor, bir de ustune para kazanıyor" diyorlar. Gerçekten dunya size mi guzel?**- Dunya herkes için zor. Birikim yapamıyorum hatta borçlanıyorum.

Yani san ıldığı gibi buyuk paralar kazanıyor musunuz bu işten?

- En meşhur zamanımda kazancım yuzde 40 falan artmıştır. Sadece reklamlardan biraz kazandım. Onlar da oturduğum evin masraflarına gitti.

Bu i şten zengin olunmaz mı o halde?

- Kesin olunur ama o insan ben değilim. Çunku etik sorunlar ortaya çıkıyor. Benim kırmızı çizgilerim var. Lokantacılardan para almıyorum, kendi paramı oduyorum.

Ama bir tweet 'inizde, "Bir gun hesap almamak için kalbine bıçak saplayacağını soyleyen restoran sahibinden sonra hayatın bazen bir hesap odemek için çok kısa olduğunu anladım" dediniz.

- Tamamen ironi yaptım. Her yerde paramı oduyorum.

Nas ıl geçiniyorsunuz?

- Geliri olan eşim. Mutevazı yaşıyoruz. 11 yıllık bir arabamız var. Evimiz pahalı bir ev değil. Burgazada'daki ev de annemden kaldı. Kazancımı tatillerde harcıyorum. Bunu yaparken hiçbir zaman beş yıldızlı bir otelde de kalmıyorum. Mesela Turkiye'de bankada 29 bin lira param var.