Özet (TL;DR) @ 2019-01-23 08:17:21.029794: Türkan Şoray, NTV Radyo’nun “İz Bırakan Kadınlar” dizisine konuk oldu. Ünlü sanatçı, çocukluğundan evliliğine, korkularından Türkan Şoray kanunlarına her konuda samimi açıklamalarda bulundu.



◊ Sinemayla yolunuz nas ıl kesişti, bize bahseder misiniz?

- Çok enteresandır, sinema oyuncusu olacağım, şohret olacağım diye bir duşuncem yoktu. Sinema nedir bilmiyordum. Çok mutaassıp bir çevrede buyudum sayılır. Annemle babam ben 12 yaşındayken ayrıldığı için annem çalışmak zorunda kalmıştı ve beni dedemlerin yanına bırakmıştı. Dedemle ve anneannemle kalıyordum. Onlar da Fatih'te oturuyorlardı. Dolayısıyla sinemaya gitmek gibi şeyleri bilmiyordum. Sadece okulda kız arkadaşlarımın "Aaa gordun mu Belgin Doruk, Goksel Arsoy" gibi konuşmalarından duyuyordum bunları. Fatih'te, Akdeniz Caddesi'nde bir sinema vardı, yıllar sonra orada ilk kez Ayhan Işık'la Leyla Sayar'ın bir filmini seyrettim. "Demek ki sinema buymuş!" dedim. Beni annem oğretmen okuluna yazdırmıştı. Fakat o donemde hayatımda beklemediğim bir değişiklik oldu.

◊ Ne oldu?

- Ben dedemlerde kalırken annem bana yakın olsun diye Karagumruk tarafında bir kiralık ev tuttu. O evin ev sahibinin kızı da sinema oyuncusuymuş. Hafta sonları anneme gidiyordum ve bu sayede o hanımla tanıştım. Bir gun "Seni Beyoğlu'na gotureyim mi?" dedi ve sonra hayatım birdenbire değişti. Beni sete goturdu. Orada da beni yonetmen gormuş. Yonetmen de sinemanın duayeni Turker İnanoğlu. Demiş ki "Bu rol için çok uygun, hemen evine teklif goturun"... Çunku çok gençtim, daha 15 yaşıma girmemiştim. Haberim yokken eve geldiler. "Kızınızı filmde oynatmak istiyoruz" demişler, ben sonradan oğreniyorum. Annemin birtakım ekonomik sorunları vardı. Birkaç gun duşundu. Çunku babamız yoktu başımızda, tum sorumluluk annemdeydi. Sonra çok guven verdi gelenler ve film çevirmeye başladım. Annem de her gun benim yanımda, sette bu arada.

◊ Sinema sizi kendi d unyasına çekmiş galiba...

- Daha sonra giderek sinema hayat tarzım oldu. İlk gunler bana oyun gibi geliyordu setler. Bir de haşarı, yaramaz kız çocuğu rolleri veriyorlardı. Evimde, mahallemde yapamayacağım şımarıklıkları yapıyordum rol icabı. Muthiş keyif alıyor ve çok eğleniyordum. Sinemanın ne kadar gerçek ve onemli bir sanat olduğunu "Acı Hayat" filmi ile Antalya'da en iyi kadın oyuncu odulunu alınca fark ettim.

D ÜNYADA BENİM KADAR FİLM ÇEKMİŞ BAŞKA OYUNCU YOK

◊ Zaten sonras ında odullerin ardı arkası kesilmedi. Eğer rakam doğruysa 222 filmde oynamışsınız...

- Evet. Sevgili sinema eleştirmeni, yazarı Atila Dorsay'ın tespitidir bu. Dunya uzerinde bu kadar çok sayıda film çeviren bir sinema yıldızı yokmuş.

◊ T urkiye'de sinema alanında iz bırakan bir kadın olmak nasıl bir şeydi sizin için?

- Toplumumuzda kadın olarak bir yerlerde olmak gerçekten biraz çaba istiyor kadınlar için. Aslında bizim sinemamız da ataerkil bir sinema. Ben bunu zaman zaman yaşadığımı hissediyorum. Mesela yonetmenlik yaptığım filmde hissettim. Tamamen erkek dunyası bir sinema. Setteki insan sayısı o anda 50-60 kişi, hepsi erkek. O donemlerde "Kadındır, acaba başarabilecek mi?" duşuncesiyle bana baktıklarını butun hucrelerime kadar hissetmiştim.

◊ Senaryo yazmay ı ve yonetmenlik yapmayı neden istediniz?

- Oyunculuktaki gibi ona da "ben yonetmenlik yapacağım" iddiasıyla başlamadım. Tesaduf oldu. "Donuş" diye bir hikaye vardı, onu ben onermiştim. Onu çekecek yonetmen vazgeçti. Yapımcı da bana "Siz çeker misiniz?" diye sordu. Hikayeye kendimi çok yakın hissettiğim için "olur" dedim. Hiçbir on hazırlığım filan olmadan. Devamında yonetmenliği de çok sevdim.

SEY İRCİMİ HÜSRANA UĞRATMAMAK İÇİN O KURALLARI KOYDUM

◊ T urk sinemasında meşhur Turkan Şoray Kanunları var. Bu kanunları hazırlamaya neden ihtiyaç duymuştunuz?

- Seyirci bir sure sonra bizleri kızı gibi, kardeşi gibi gormeye başlıyor. Ve sevdiği oyuncuların aşırı sahnelerini gorunce rahatsız oluyor. Bunu hissettim.

Belki mesleğime ters duşen bir şey yaptım, bir sinema oyuncusu her tur rolu canlandırabilir ama bunun da bir sınırı var diye duşunuyorum. Toplumumuzun değer yargıları çok onemli benim için. Seyircimin bazı sahneleri gorup husrana uğramasını istemedim. Belki boyle şartlar
koşmasaydım, bazı filmlerde epey mucadele vermem gerekecekti o yıllarda.

YA ĞMUR DOĞDUĞUNDAN BERİ UÇAĞA BİNMEKTEN KORKUYORUM

A şk, evlilik ve anneliğe dair de soru sormak istiyorum. Bunlar sizin için ne ifade ediyordu, hayatınızdaki yeri neydi?

- Aşk hep konuşulur, hep sorulur, tarif etmesi imkansız guçlu bir histir. Tanrının insanlara verdiği en guçlu duygu herhalde. Tabii evlilik de guzel bir duydu. Ev hayatını, aile hayatını her kadının yaşaması lazım. Başka bir dunya o. Onu yaşadığım için çok mutluyum. Evlilik yıllarım çok guzel geçti. Çocuk hele... Hayatınızda bir çocuk olduğu zaman bambaşka bir şey oluyor. Hiçbir şeyden korkmazdım ben Yağmur doğmadan once. Sorumsuzdum, en tehlikeli sahneleri çekerdim. Şimdi uçağa binerken bile odum patlıyor. Yağmur'un doğumundan itibaren boyle korkular yaşamaya başladım.

ALi, BENi   CEMŞiT  KONUSUNDA iKNA ETTi

" Selvi Boylum Al Yazmalım"da canlandırdığınız Asya karakterinin finaldeki tercihi ile ilgili bir itirazınız olmuş. Siz Asya'nın yerinde olsaydınız, aşkı mı yoksa emeği mi seçerdiniz?

- Sevdiğim adamı değil emek veren tarafı seçerdim. Ama o donem için çok farklı bir finaldi. Turk sinemasında bir gelenek vardır; finalde ya sevgililer kavuşur yahut olurler falan. Bu finalde ilk defa kadın sevdiği adamı terk ediyordu. Aşkına rağmen emeği seçti. Seyirci bunu nasıl karşılar endişesi ile Ali Özgenturk'le bir konuşma yapmıştım. Fakat o ısrarla "Boyle olması çok iyi" dedi, ben de ikna oldum.

T ÜRK TİPİ OLMAMLA ÖVÜNÜYORUM

T urkiye'nin en guzel kadınlarından biri olarak anılıyorsunuz yıllardır...

- Oynadığım filmlerde guzel kadınları canlandırmam gerekti, onun için de boyle bir imaj yerleşti belki. Mesela filmin adını koyuyorlardı "Dunyanın En Guzel Kadını" falan... Guzel sayılırım ama aman aman da bir guzelliğim yok diye duşunuyorum. Ama filmlerde bana daha çok guzel kadın rolleri verildi işte. Belki yonetmenler oyle goruyordu... (Guluyor) Ama şu var, ben tam bir Turk kadını tipiyim. Genç kızlığımdan beri hafif balık etli, kara kaş, kara goz... Turk tipi olmamla ovunurum.