Eğlenceli bir soruyla başlayalım. Dizideki gibi çevrenizdeki kadınlar ilginizi çekmek için mücadele ediyor mu?

- Hâlâ bir salgınla yaşıyoruz, o yüzden flört dünyam sadece evim ve kitaplarımdan ibaret. Ben ve kitaplarım harika vakit geçiriyoruz.

Hastings Dükü Simon Basset, Londra sosyal hayatındaki en seçkin bekar. Peki sizin sosyal hayatınız? Kendinizi nasıl hissediyorsunuz dizideki gibi ortamlarda?

- Sosyal ortamlarda olmak için çaba harcayan biri değilim. Sessiz biriyim. Evcimenim. Çalışmayı seviyorum ve işimden zevk alıyorum. Bunun ötesinde her şeyi sessiz tutmaya çalışıyorum. Oldukça sade bir hayatım var.

SEKS SAHNELERİNİN DRAMATİK SAHNELERDEN FARKI YOK

Dizide rol arkadaşınız Phoebe Dynevor ile şehvetli aşk sahneleriniz var. Bu sahneleri çekmek kimi oyuncuya göre zor, kimilerine göre ise herhangi bir sahneden farkı yok. Sizin deneyiminiz nasıldı?

- O sahnelere çok çok iyi hazırlanmıştık. Cinsellik, yakın temas koordinatörleriyle çalıştık. Bu sahneler hakkında çok şey yazıldığını ve söylendiğini biliyorum. Ama bu çalışma sistemi, seks sahnelerini senaryonun diğer parçaları gibi ele almanızı sağlıyor. O sahnelerin dramatik sahnelerden farkı yok. İki karakterin arasında neler olup bittiğini anlatıyor. Senaryonun diğer sahneleri gibi bu sahnelerin de koreografisi var. Fiziksel koreografi, sahnenin planı ve prova, o sahnelerde endişelenmek yerine hikayenin bir parçası olarak görmenizi sağlıyor. Zaten Phoebe ile saatlerce bitmek bilmeyen dans provaları yapıyorduk. Provalar birini tanımanın ve yakınlık kurmanın güzel bir yolu.

Diziye yönelik yorumların nasıl olacağıyla ilgili beklentileriniz var mıydı?

- Kitabın büyük bir hayran kitlesi olduğunu biliyorduk. Kitabın en çok satan kitaplar listesinde olması, tutkulu fanları bizim aldığımız reaksiyona hazırlanmamıza yardımcı oldu.

Role hazırlanırken en büyük endişeniz neydi?

- Hazırlığın ilk kısmı, sizi endişelendirecek hiçbir şeye odaklanmamak. Bunu zihnimde iyi çözdüğümü düşünüyorum. Bilinen bir kitabın adaptasyonunda çalışırken birçok bilgiye sahip oluyorsun. Karakterler zaten vardı ve milyonlarca insanın beyninde şekillenmişti. Biz görsel olarak nasıl ifade edeceğimize odaklandık. Hazırlıklara dönersem, bitmek bilmeyen dans provaları vardı, at binme ve boks dersleri... Karakterleri ve hikayeyi organik olarak büyütecek her türlü hazırlığı yaptık. Beni “Rocky” moduna soktular. Her sabah 5’te kalkıp spor salonuna gidiyordum.

63 MİLYON HANE VE HER GEÇEN GÜN ARTAN İZLEYİCİ SAYISI

Diziden sonra tüm dünyadaRegé-Jean Page rüzgârı esmeye başladı. Hazır mıydınız bu ilgiye?

- Kısa cevap; hayır... Bu düzeyde ilgiye nasıl hazır olunur bilmiyorum. Dediğim gibi, projeye başlarken kitabın tutkulu fanlarının olduğunu biliyordum. Daha yapım aşamasındayken projenin çok ilgi çektiğini de biliyordum. Bunun genişleyip büyüdüğünü görmek ayrı bir zevk... Her projenin başında insanların duygusal bir bağ kurmasını da istiyorsun. Olabildiğince güçlü ve neşeli tepkileri görmek istiyorsun. İstediklerimizin hepsine sahip olduğumuzu düşünüyorum. 63 milyon hane ve her geçen gün artan izleyici sayısı... Bu büyüklükte, bu ölçekte olumlu tepki görmek akıllara durgunluk veriyor ama tam olarak da umduğumuz buydu, o yüzden çok memnunum.

63 milyon hanede dizinin izlenmesi sizi şaşırttı mı? Tamam, dizi eğlenceli ama devam eden pandemiden dolayı insanlar evlerine tıkılı kaldı. Bu büyük rakamlarda, insanların evde olması ve dizilerle kafalarını boşaltmak istemelerinin etkisi yok mu sizce?

- Kesinlikle var. Özellikle bu dönemde insanların neşeli bir şeyler bulma eğiliminde olduğunu düşünüyorum. Aşk ve romantik ilişkiler hakkında cazibeli bir dizi yaptık. Fiziksel ve zihinsel olarak birçok şeyden eksik olduğumuz bir dönemde yaşıyoruz. Bu ihtiyaçlarla, bu istekle, bu özlemle küresel anlamda etkileşime girdiğimizi hissediyorum. İnsanların bu isteklerine cevap verdiğimiz için mutluyum.

DEDİKODUDAN UZAK DURMAK İÇİN ELİMDEN GELENİ YAPIYORUM

Dedikodu nedir?

- Kendime, şahsıma hiç yardımcı bulmadığım bir şey. O yüzden dedikodudan uzak durmak için elimden gelenin en iyisini yapıyorum.

Bridgerton”un büyük bir parçası dedikodu, öyle değil mi?

- Evet, dizide çok büyük bir rolü var. Ama kişisel olarak dizinin romantizm ve aşk hakkında olduğunu düşünüyorum. Toplumun sana koyduğu kısıtlamalara rağmen kendi merkezini bulmak... Çoğu dizi gibi bizim dizimiz de kendini bulmakla ilgili. Dedikodu da bu konuların yanında baharat olarak kullanılıyor.

YARIŞ ATI GİBİYİM

◊ Hayatta nelere önem verirsiniz?
- Dürüst olmak gerekirse biraz yarış atı gibi olduğumu düşünüyorum. Kasıtlı olarak at gözlüklerimi takıp sadece çalışmayı seviyorum. O yüzden meslek odaklı biriyim diyebiliriz.

GRİ BİR GÜN İÇİN CAN ATTIĞIM ZAMANLAR OLUYOR

◊ Şu an Los Angeles’ta mı, Londra’da mısınız?
- Los Angeles’tayım. Son 5 yıldır Los Angeles’ta yaşıyorum. Londra’ya gidip geliyorum. Yarı yarıya vakit geçirmeye çalışıyorum aslında. Londra dışında diğer üssüm Los Angeles.
◊ Londra’yı özlüyor musunuz?
- Havayı özlüyorum. Sıkıcı, kaba bir İngiliz olarak cevap vermek istemem ama madalyonun iki yüzünü de özlüyorum. Gri, karanlık bir gün için can attığım zamanlar oluyor. İngiltere’de özlediğim tek şey mevsimsel değişiklikler. Yaprakların döküldüğü dönemi göremediğim zamanlar oluyor Los Angeles’tayken. Bazen zamanın ve mevsimin değişiminin izini sürmek için can atıyorum. Londra’ya gittiğimde de Los Angeles’ın güneşini özlüyorum. Los Angeles’ın yaşam temposunu özlüyorum. İki şehrin de farklı ritimleri var.

AKIL SAĞLIĞIM İÇİN MÜZİK YAPIYORUM

◊ Arkanızda gitar görüyorum. Müzikle ilgileniyor musunuz?
- Çocukken çok fazla müzik yapardım. Hayatımda da genel olarak her şeyi müzikal gibi görüyorum. Gitarlar erkek kardeşimin aslında. Boş zamanlarımda akıl sağlığım için kardeşimle müzik yapmayı seviyorum. Ben bir şeyler yapıp ona yolluyorum, o gitarla düzenleyip bana geri yolluyor. Onunla müzikal lego oynuyoruz gibi. Parçaları birleştiriyoruz...

YANLIŞLIKLA OYUNCULUĞUN İÇİNE DÜŞTÜM

◊ Oyuncu olmaya nasıl karar verdiniz?
- Gürültücü ve dışavurumcu bir çocuktum. O yüzden evden sık sık cumartesi okuluna gönderilirdim. Cumartesi okulunda 1 saat oyunculuk yapar, 1 saat dans eder, 1 saat de şarkı söylerdik. Bu aktiviteleri yanlışlıkla ajanslara düşecek kadar iyi yapmışım. Ben de bir nevi hobi olarak devam etmek istedim. O yüzden insanlar hobilerimi sorunca bu cevabı veriyorum. Hobim oyunculuk.
◊ Peki hobi ne zaman profesyonel hâl almaya başladı?
- Oyunculuğun yanlışlıkla içine düştüm. Daha sonra National Youth Theater’ı keşfettim. Drama okuluna gittim. Televizyon ve tiyatroda çalıştım. Şimdi de buradayım.

DİKKAT ÇEKİCİ BİR İŞ YAPTIYSANIZ HEMEN JAMES BOND YAKIŞTIRMASI YAPILIYOR

◊ Peki aileniz, onlar seçiminizi nasıl karşıladı?
- Geçimimi oyunculukla sağlamaya karar verdiğimde endişelendiklerini düşünüyorum. Çünkü normal bir işe girip ailene baktığın bir aileden geliyorum. Onların endişelerini gidermek için en azından kiramı ödeyip kendimi besleyebileceğimi ispatlamam gerekiyordu.
◊ Son sorum, yeni James Bond olacağınız söylentileriyle ilgili. Ne diyorsunuz bu dedikodulara?
- Bir İngiliz oyuncuysanız ve dikkat çekici bir iş yaptıysanız, insanlar hemen bu yakıştırmayı yapmaya başlıyor. İnsanların fark ettiği İngilizler kategorisinde olmaktan gurur duyuyorum. Bunun dışında bir şey söyleyemem.