**Twitch platformunda varsın ama YouTube ve Instagram’da daha aktifsin. Birden
farklı mecrada fenomen olan kişi nasıl anılıyor? Sen neyi daha iyi
yapıyorsun?**
Beni direkt olarak yayıncı diye tanımlayabiliriz. YouTuber veya fenomen
tanımından hiç hoşlanmıyorum zaten. Ben fenomen kelimesini hiçbir zaman
sevmedim. İçerik üreticisi ya da influencer çok daha iyi aslında. Yayıncı
olarak anılmak, benim daha çok hoşuma gidiyor. Çünkü daha önceden başka bir
platformda içerik ürettiğim için daha sonra yayıncılığa kendi isteğimle geçiş
yaptım. Ama başka bir platformdan insanlar seni tanıyorken diğerine geçtiğin
zaman oranın influencer’ı olarak anılmak çok zor bir şey. O YouTuber algısını
kırmak, insanların senin yayıncı olduğunu düşünmesi ve [Efe
Uygaç](https://www.hurriyet.com.tr/haberleri/efe-uygac) denince akla yayıncı
kelimesinin gelmesini yerleştirene kadar canım çıktığı için yayıncı olarak
anılmak istiyorum.
VIDEO
**Asosyal misin?**
Ben hiç asosyal bir insan değilimdir. Hiç susulmasın sürekli konuşalım
isterim. Yalnız kalmaktan nefret ederim. Mustafa, şu an oturduğumuz yere
taşındı. Ondan 3 ay sonra arkasından ben taşındım. Hepimiz yalnız yaşıyoruz
ama en azından aynı yerde olalım. Ben akşamları sıkıldığım zaman direkt
kaçıyorum. Sürekli arkadaşımı davet ederim ya da arkadaşıma giderim. Evde tek
kalmaktan da nefret ederim.
**Yaptığın işte absürt bulunmamak bir şans. Gayet işinin ve üretiminin
karşılığını veren bir görüntün var.**
Teşekkür ederim. İlkokuldan itibaren doktor tipin var ya da Bill Gates tipin
var derlerdi. Ondan sonra bu muhabbet gamer konusuna evriliyordu. Bu arada çok
oyun oynayan biriyim. Zaten arkadaşlarımızla beraber bir şeyler yaparak
YouTube tarafımızı geliştirdiğimiz için biz 10 senedir tanışan 6-7 arkadaşız.
Bu sebepten dolayı Twitch üzerinden yayın yapsak da deliler gibi oyun oynasak
da asosyal olarak anılamadık. Çünkü hep belli bir arkadaş grubuyla belli bir
aktiviteyi yaparken insanların gözünün önüne çıktık. Hala da hayatımız bu
şekilde devam ediyor. Ama dış dünyaya ve yeni insanlara kapalı mıyız? Evet,
çoğunlukla kapalıyız.
**Sırları olan biri gibi duruyorsun. Doğru mu?**
Evet, doğru.
**Neden böyle yaşıyorsun?**
Kapalı bir insanım ve duygularımı paylaşmayı çok sevmiyorum. Birisi benimle
ilgili bir şey sorduğu zaman Mustafa, “Efe’nin en çok şeyini ben bilirim. Ben
de %30’unu bilirim.” der.
**Gizemden mi besleniyorsun?**
Hayır, asla ondan beslenmiyorum. Hatta keşke anlatabilsem diyorum.
**Şu anki yapından lezzet alıyor musun?**
Alıyorum. Ben dostlarımın kötü anımda yanımda olmasını çok isterim. Gerçekten
kötü bir an geçiriyorsam onlara anlatırım. Ama başıma kötü bir şey geldiyse ve
onların bilmediği bir şey olduysa “İnsanların tadını kaçırmaya ne gerek var?”
havasında geçiriyorum genellikle hayatı.
**Yıpranmıyor musun? Bunun sana dönüşümü yara mı oluyor?**
Ben hayatımdan çok memnunum. Arkadaşlarımla geçirdiğim ve kendime ayırdığım
vakte çok okey’im. Aksine, ben normal olanın drama queen’lik değil insanın
kendi kendine yetebilmesi olduğunu düşünüyorum. Ama günümüzde dizi izleye
izleye insanlar kendilerini o kadar dramatize etmeye başladılar ki herkes
kendi kendine “drama queen” oldu. Sanki normali benim yaptığım değil de
onların yaptığı gibi gözüküyor. Ama bence değil.
**Nasıl bir motivasyon kaynağın var? Hayatta nelerden beslenirsin?**
Arkadaşlarımla ve ailemle geçirdiğim kaliteli vakit, beni her şeye motive eden
şeylerden biri. [Sosyal medya](https://www.hurriyet.com.tr/haberleri/sosyal-
medya) anlamında da kendi izleyicilerime herhangi bir yayının sonunda yayını
kapatma derlerse bugün bir şeyi eksik yapmışız derim. Çünkü o kişiye
yetmemişiz. Ama yayın sonunda “kâfi” yazarlarsa bugün gereken her şeyi
hakkıyla yapmışız.
**Twitch platformundaki kapalılığı nasıl tarif ederiz?**
Aslında bu bir alışkanlık. Nasıl ki annelerimiz, teyzelerimiz, anneannelerimiz
her akşam saat 19.00’da televizyonun başına otururlardı. 19.00 - 20.00
arasında ana [haber](http://www.hurriyet.com.tr/) izleyip gece 00.00’a kadar
dizi izleyip uyuyorlardı ve böyle bir düzenleri vardı. Şu an bizi izleyen
kişilerin de böyle bir düzeni var.
**Bugünün ünlü algısı değişiyor. Televizyon ünlüsü ya da YoTuber olarak
ayırıyoruz. Ama bir televizyon ünlüsü TikTok’a girdiği zaman düzenli içerik
üretse dahi o kitleyi sağlayamıyor. Mesela Kerem Bürsin Twitch platformuna
girse Instagram’daki etkisini devam ettirebilir mi?**
Kerem Bürsin’i bilmiyorum. Genel olarak geleneksel medya ünlülerinin daha önce
bunu yaptığını görmedim. Ama şöyle bir etkiden bahsedebilirim; Mansur Yavaş,
Türkiye’den herkesin tanıdığı bir insan. Mansur Yavaş, Twitch yayıncısı olan
Pelin’in yayınına konuk olmuştu. Mansur Yavaş ve Pelin’in birlikte yaptığı
yayın 350 bin anlık izlendi. Ki bu Türkiye Twitch rekoru. Bir önceki rekor 150
bindi. Gelenekselin bir etkisi var ama kalıcı bir etkisi var mı bilmiyorum.
Geleneksel medya ünlüsü olan biri ilk açtığı yayında veya o gün onunla ilgi
önemli bir şey varsa çok yüksek izlenmelere ulaşabilir. Ama bizim gibi her gün
yayın açmaya devam ederse aynı etkiyi koruyabilir mi bilmiyorum.
**Gelenekselle beslenen kitle, Serenay Sarıkaya’nın özel hayatı gibi magazin
durumlarını nasıl konuşuyorsa bu Twitch gibi mecralarda o an konuşulup kapanıp
o gündemle devam edilmeyen bir durum mu oluyor?**
Evet, öyle. ****
**En son en çok istediğin şey neydi?**
Uzun bir tatildi. Çünkü bizim uzun bir süre tatil yapmak gibi bir şansımız çok
fazla olmuyor. Yaptığımız tatilleri de genellikle haftada 2 gün gidip geri
dönerek yapıyoruz. 1 aylık tatil gibi bir şey yok. Yayıncılık yaptığımız için
1 aylık mola gibi bir durum bizim literatürümüzde yok.
**En son en çok neye şaşırdın?**
Ben normalde Türk mizahının hastasıyım. Yabancı mizahı izlediğim zaman çok
fazla gülemiyorum. Çünkü mizahın çok kültürel bir şey olduğuna inanıyorum. Ben
burada büyüdüğüm için buranın durumlarına gülerim, dışarıdaki bir şeye gülemem
diye düşünüyordum. Ama sonra bir arkadaşım beni oturttu ve şunu izle diyerek
Dave Chappelle’in dijital platformdaki stand-up gösterisini izletti. Ben çok
ön yargılı biriyim. Bir şeye ön yargım varsa onu kırmak çok zor. O gösteriyi
izledim ve kendime şaşırdım. Ben bugüne kadar nasıl bu kadar ön yargılı
davranmışım diye. Dave Chapell gerçekten çok komik.
**En son en çok hüzünlendiğin anı paylaşır mısın?**
Normalde filmlerde duygulanan ağlayan biri değilim. “Şampiyon: Bold Pilot”
filmini izlediğim zaman hüngür hüngür ağlamıştım. Bu arada bence çok güzel bir
[film](https://www.hurriyet.com.tr/film-izle/). Son 5 senedir izlediğim en
güzel Türk filmi diyebilirim.
**En son en çok neye hayır dedin?**
Kendime dedim. Çünkü son 1 aydır yeni bir eve çıktım ve bahçem var. O sebepten
dolayı köpek almak istiyorum. Ama bir yandan yaşamımın ne kadar düzensiz
olduğunu hatırlıyorum ve bir köpeğe bunu yapmak istemiyorum. Çünkü onun da
ilgi görmeye ihtiyacı olduğunu biliyorum. O sebepten dolayı kendime sürekli
hayır diyorum. Ama daha ne kadar kendime hayır diyebileceğimi de bilmiyorum.
**Kendini affettireceğin bir andasın ve seni dinliyor. Anlatır mısın?**
Hayatımda pişman olduğum bir şey var. Bir doğum gününde bir insanın canını
sıkmak bence çok üzücü bir şey. Bunu yapmıştım bir kere. Keşke o kişiye doğum
gününde sıkıntı vermeseydim.
**Onu nasıl sevdiğini tarif eder misin?**
Edemem.
**Sevebildiğine inanır mısın?**
Tabii, ben çok severim. Sadece kız arkadaş özelinde değil, arkadaşlarıma da
onları sevdiğimi hissettiririm. Benim sevgim biraz garip. Mustafa’ya sorarsan
benim onu sevdiğimi bilir. Ama hiçbir zaman bir sarılmayla ya da seni
seviyorum ile olmaz. Genellikle bir düşüncelilik gösteririm. Bence söz değil,
eylemdir. Eylem daha çok hissettiriyor.
**Senin adının her geçtiği yerde Berkcan Güven ile çok iyi olduğunuz da
söyleniyor. Bu seviyede olan arkadaşlığın diğer arkadaşlıklara göre bozulmadan
devam edebiliyor olması zor değil mi? Arkadaşlığınızı nasıl yönetiyorsunuz?**
Bence sosyal medyanın içinde görülen arkadaşlıkların bozulmasındaki etken
genellikle iş oluyor. Biz, kendi arkadaşlığımızın içerisinde işi her zaman
ikinci plana koyduk. Bir de şuna baktık. Benim girdiğim bir işte sen beni
destekliyor musun ya da ben seni yeni işinde destekliyor muyum? İlla ortak bir
iş yapmak zorunda değiliz. Ben ona ne yaparsan yap her zaman arkandayım
diyorum. Sen batarsan da çok iyi yere gelirsen de arkandayım. Yarın öbür gün
birisi çıkıp Berkcan ile ilgili inanılmaz bir karalama kampanyası başlatsa ve
bu durum inanılmaz kötü yerlere gitse ben yine Berkcan benim kardeşim
diyeceğim. Ben, Berkcan, Mustafa, Oğuzhan kardeş gibi büyüdük. Bizim
ailelerimiz birbiri ile görüşen insanlar. Sosyal medyada görünenden çok daha
fazla derinliği var.
**Dilediğin kişiye dilediğin bir soruyu 83 milyonun izlediği bir programda
sorma imkânı verildi sana. Bu kim olurdu ve ne sorardın?**
[Cem Yılmaz](https://www.hurriyet.com.tr/haberleri/cem-yilmaz)’a sorardım. Cem
Yılmaz, benim çocukluğumda en çok güldüğüm insan. Soru-cevap serileri dahil
olmak üzere her şeyini izledim. Türk birisini alacak olsaydım kesinlikle Cem
Yılmaz’ı alırdım. Ona, “Hiç ürettiğin içeriklerde izlenme kaygısı güttün mü?”
diye sorardım. Çünkü normalde Cem Yılmaz’ın çok daha yüksek klasmanda bir
mizahı olduğunu düşünüyorum. Ama stand-up gösterilerinde Türk halkının çok
seveceği şeylere değinmeye çalışıyor. Aslında yapacağı mizah onun üstündeydi
bence. Mesela “Karakomik Filmler” çok sınırlı bir kitleye hitap etti. Ben
hitap ettiği kitleden biri miyim? Belki kendimi sayabilirim. Harika bir mizah
anlayışım var diye övmek için söylemiyorum bunu. Ben beğendim ama izlenme
kaygısını acaba “Karakomik Filmler” projesi ile mi bıraktı? Bunu merak
ediyorum. Çünkü “Gora”, “Arog” ve “Yahşi Batı” ile “Karakomik Filmler”
arasında çok büyük bir fark var. Orada acaba kendim için iş yapmaya başlıyorum
mu dedi?
**[Bitcoin](https://bigpara.hurriyet.com.tr/kripto/bitcoin-fiyati/) ve
[Ethereum](https://bigpara.hurriyet.com.tr/kripto/ethereum-fiyati/) ne
kadar?**
**[Bitcoin](https://mbigpara.hurriyet.com.tr/kripto/bitcoin-fiyati/) ve
[Ethereum](https://mbigpara.hurriyet.com.tr/kripto/ethereum-fiyati/) ne
kadar?**