Özet: Soğuk duvarlarda seni aradım bu gece
Sonra giysi dolabını açtım belki bir kıyafetinin kokusu hala duruyordur diye
Dokunduğun pikapta seni aradım
Plakları tek tek dinledim bir tanesinde senin adına rastlarım diye bulamadim
“İkimizin sırılsıklam terlediği yatakta seni aradım, iki insanın kalbi birlikte ne kadar hızlı atabilirse o kadar hızlı atıyordu, saatler geçirdiğimiz yatakta bir saç telini bile bulamadım”
Kapıyı çarptım odadan çıktım
Mutfağa gittim sigara içtiğin tabla hala orada duruyordu senin küllerin üstünde
Küllerin içinde yoktun
Hemen köşede masanın üzerinde
Nazim Hikmet’in kitabı duruyordu
Defalarca okunmuş sapsarı sayfalarda
Yüzlerce şiiri tek tek okudum o gün
Her satırda seni aradım bulamadim
Sinirlenip kapıyı çarptım çıktım evden
Seninle yürüdüğümüz sokakları tek tek dolaştım
Bir ağacın altında oturmuştuk yaprakların henüz dökülmeye başlamadığı zaman
Orada da yoktun
Tüm sokaklarını tek tek gezdim bu şehrin
Hayır yine yoktun
Saatler geçti, sonra günler,
Aylar oldu birden..
Zaman ne kadar ağır geçiyordu...
Ben bir cümle kuramadım sana,
Özledim demem aylar aldı...
Ağızdan belki 1 saniyede çıkıyor,
Ama aylarca söyleyemedim...
Seni arıyordum
Dört bahar geçti bulamadım
Tam umudumu kaybettiğim anda
Aralık ayında,
Rüzgar sanki yüzümü kesiyordu
Seni ararken
Sonra birden kokunu getirdi bana
Etrafta kimse yoktu
Mucizelere inanmazdım
Ama,
Zamana kokun sinmişti.

Tüpertika’dan…