İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından düzenlenen Tasarım Bienali bu yıl ‘Empatiye Dönüş; birden fazlası için tasarım’ başlığını taşıyor. Eserler Pera Müzesi, Ark Kültür gibi sergi mekânlarının yanı sıra İstanbul sokaklarında ve dijital ortamda da sanatseverlerle buluşacak. Farklı ülkelerden ve disiplinlerden projelere ev sahipliği yapan etkinlik 15 Kasım’a kadar ücretsiz ziyaret edilebilecek. İstanbul sokaklarındaki müdahaleler, araştırma projeleri, video serileriyse 30 Nisan’a kadar sürecek. Etkinliğin öne çıkan işlerini sanat yazarları Ayşegül Sönmez, Fisun Yalçınkaya Ege Işık Özatay anlattı.

‘TASARIM BİENALİNDE DÜŞÜNCE GÖRMEYİ SEVİYORUM’
Ayşegül Sönmez (Sanat eleştirmeni, Sanatatak.com’un kurucusu)

Tasarım bienalinde bildik anlamda ürünsel tasarım görmemeyi, bol bol düşünce görmeyi çok seviyorum. İKSV Tasarım Bienali’nin böyle gelenekselleşmesine seviniyorum. Başlıkları, altbaşlıkları her zaman çok hayattan. Bu yıl yine böyle bir temayla açılıyor, empatiye davet ediyor bizleri.

‘Bir Kozmos İmgesi Olarak Çadır’, Black Athena Kolektifi (2020)


İnsanlığın asıl varlığı kime ait? Mısırlı sanatçı Heba Y. Amin ve Dawit L. Petros bunu araştırıyor. Black Athena diye bir kolektifleri var. Bu oluşum aracılığıyla Akdeniz ve Kızıldeniz’de güç savaşlarının kültürü nasıl şekillendirdiğine bakıyorlar.

‘Cura’, Ben Thorp Brown (2020)

- Mimar Richard Neutra’nın Los Angeles’taki evinde çekilen, başrolünde bir kaplumbağanın olduğu, Ben Thorp Brown imzalı film adını küratörün de etimolojik kökünü borçlu olduğu Cura tanrıçasından alıyor. Ayşegül Sönmez bu eseri hararetle tavsiye ettiğini söylüyor.
- Aslı Uludağ’ın Büyük Menderes Grabeni’nde verilen direnişe dair projesi ‘Üretken Bir Mitolojinin Maddeleşmesi’ ismini taşıyor. Ayşegül Sönmez: “Kızılcaköylü zeytin ve incir yetiştiren direnişçi kadınların enerji için delik deşik edilmesine karşı verdikleri mücadeleyi görünür kılıyor. Çok değerli!”
- Valeria Meillar ve Augustin Schang’ın ‘Et Vakası’ belgeseli de çok iç açıcı görüntülere sahip olmasa da iklim değişikliğinin aslında en büyük sorumlusu sığır yetiştiriciliğine içeriden, dışarıdan bakmayı ihmal etmiyor.

‘KALABALIK ETMEDEN DE DENEYİMLEYEBİLECEĞİZ’
Fisun Yalçınkaya (Sanat Dünyamız dergisi editörü)

5. İstanbul Tasarım Bienali kalabalık buluşmaların mümkün olmadığı bir zamanda kapımızı çaldı. Fakat bienal küratörlerinden Mariana Pestana’nın, izleyicilerin kapalı mekânlarda kalabalık etmeden de bienalin sunduğu düşünce imkânlarını deneyimleyebilmesi için gereken her önlemi aldığına dair açıklamalarını okuduk. Bienal ayrıca kapanma ihtimallerine karşı da dikkatli olarak hazırlanmış. Kamusal alandaki ve dijital ortamdaki projeler, fiziksel olarak orada bulunmayacak izleyicileri de kapsayıcı şekilde düzenlenmiş.

‘Danslar’, Luiza Prado de O. Martins (2020)

Fisun Yalçınkaya : “Luiza Prado de O. Martins’in ‘Danslar’ adlı projesi ‘Eleştirel Yemek Programı’ kapsamında görülebilir. Bizi Brezilya’yla Türkiye’yi birbirine bağlayan portakala, bamyaya ve kırmızıbibere dikkat kesilmeye davet ediyor.”


‘Dansbana! Kalamış’, Dansbana! (2020)

Fisun Yalçınkaya : “Gece hayatını, bir arada dans etmeyi özleyenlere, sevdiği grupların canlı müziğine hasret kalanlara Kalamış Parkı spor alanının yanında Dansbana!’nın tasarladığı aynı adlı proje. ‘Dansbana! Kalamış’ın amacı kentin içinde dansa alan açmak.”

‘İstanbul’un Mikrobiyal Meyveleri’, Orkan Telhan ve elii (Bir IMNA projesi) (2020)

Ege Işık Özatay : “Sanatçı Orkan Telhan ve elii; İstanbul bostanlarının 1.500 yıllık geçmişini mikroorganizmalar açısından anlatan bir platform oluşturuyor. Bu enstalasyonda bir fermantasyon kiti dağıtılıyor. Bu kit sayesinde mikrobiyal kültür, fermente gıdalarla -boza, yoğurt- ziyaretçilerin bağırsaklarında yaşamaya devam ediyor. Böylece ziyaretçiler bu kültürün taşıyıcıları oluyor.”

‘Nokta Bulutu’, Soft Baroque (2020)

Ege Işık Özatay : Nicholas Gardner and Sasa Stucin’in tasarladığı ‘Nokta Bulutu’ adını verdikleri oturma düzeni Beşiktaş’ta sanatseverlerle buluşuyor. Makineler ve yazılımlar artık gerçekliği ‘okumakla’ kalmıyor, yeni tasarımlar da yapabiliyor. Bu mobilya parçaları sizi dünyanın bir makinenin gözünden nasıl göründüğünü düşünmeye çağırıyor.